Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ailesi ile yurtdışında yaşayan Furkan; babasının sürekli memleket demesinden bezgin bir haldedir. Yaz tatili gelince babasının memlekete gidiyoruz sözüne ilk başlarda karşı çıksa da, ailesinin ısrarı ile zorlu ve uzun bir yolculuktan sonra Türkiye' ye gelirler. Babaannesinin evine geldiklerinde kendisi ile aynı yaşlarda kuzeni olduğunu görünce biraz daha ılımlı olur. Kuzeni Furkan' ın aksine içine kapanık bir çocuktur. Furkan sayesinde güzel bir dostluk kurarlar. Babaannesinin evindeki mahzene giren ikili orada, eski yazıyla parşömen kağıdına yazılı notlar bulurlar. Bu parşömenleri çevirmesi için, Ahmet'in babasına gönderirler. Bir hafta sonra çevirisi yapılmış bir şekilde gelir ve macera başlar gençler için. Parşömende neler yazılıydı? Özgürlük, İrade, Ahlak, Erdem, Cesaret, Pişmanlık, İnsan İlişkileri, Adalet, Zaman, Alışkanlıklar, Yalnızlık, Karakter, Umut, Şans, Güç, Şüphe başlıkları altında Deli Derviş bizlere neler anlatmak istiyordu? Bol bol alıntı dolu, herkesin okuması gereken felsefe türündeki Deli Derviş kitabını naçizane tavsiye ederim. İnsanlar var olmasından yok olmasına kadar bir şeylere inanmaya devam edeceklerdir. Bu, onların Hayattaki yegane uğraşı olacaktır. Oysa bilmeden inanılan her şey sorgulanmamış demektir. İnsan, hayat dersi verecek kadar hayattan ders almalıdır. Kişiler dile getirmekten korksalar da, muhtaç oldukları kadar özgürlükten yoksundur. ....insan her zaman özgür olmak ister, uğrunda başkasının özgürlüğünü kısıtlamak olsa bile! Başkalarının da özgürlüğünü, hakkını gözetmek her şeyden evvel ahlâkî bir tutumdur. Fakat her şeyin hesaplanabildiği ve öngörülebildiği bir düzende insanların ahlâkî olmayan davranışlarda da bulunabileceği düşünülürse; özgürlük kişiye özgü olduğu kadar toplumdaki başka insanlara da özgüdür. İnsan birçok şeyi bilmesine karşın, insan olmayı bilmekte güçlük çekmektedir. Özgür olmak için yaşamak gereklidir fakat yaşamak için özgürlük şart değildir. Tabi ki bu durum, hayatta kalmayı yaşamak zannedenler için geçerlidir! Kişi, yaşayacağı her olasılığı, her anı bilebiliyor olsaydı, bu kişi için büyük bir ıstırap halini alırdı. Kanunlar, kurallar, toplumun değer yargıları ve dini kuralların hepsi kişiye ahlaklı davranışlar sergilemesini öğütler - emrederken - kişi neden ahlaki olmayan davranışları gerçekleştirir? Kişi, cesur olabilmesi için öncelikle aklını kullanmaya cesaret etmelidir. Eğer kişi aklını kullanmadan, umut besleyerek bir durum ve olguya kendince cesaretleniyorsa bu aklın ürünü olmadığı gibi cahil cesareti olarak ta bilinir. Kişi, benliğini anlattığı, paylaştığı kadar eksiltir. Hangi kavim-millet vardır ki; zamanın dışında kalsın ve ona bağlı olmayı reddetsin! Sümerler, Mısırlar, Antik uygarlıklar... Hepsi zamanı ile alakadar olmuşlardır. Öfkeli diye tabir edilen kişi elbette sakin, soğukkanlı bir kişi haline bürünebilir. Bencil diye tabir edilen kişi, anlayışlı ve paylaşımcı olabilir. Ve bunun gibi birçok emsal göz önüne alındığı vakit vardığımız sonuç şudur ki; duygularımızı davranışlarımızı kontrol edebilirsek elbette ki özyapıyı büyük ölçüde değiştirebilir veyahut istediğimiz ekleme ya da çıkarmaları yapabilmek mümkün hale gelecektir. Nihayetinde yanlış da doğru da insan içindir.
Deli Derviş
Deli DervişGökhan Tilkicioğlu · Baygenç Yayıncılık · 20238 okunma
··
66 görüntüleme
Emre Gündaş okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık Güler hanım 🌟
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.