Video: youtu.be/Fap4CtqBybE
Feride.
Yılmaz Odabaşı'ndan okuduğum ilk kitap.
Feride, 95 sayfalık güzel bir şiir kitabı.
Feride'de; anımsama, aşk, at, çarşı, çocuk, insan, işçi, kent, özlem, sevgi, sonbahar ve yalnızlık gibi temalarda güzel şiirler bulunuyor. Kitap boyunca Feride üzerinden Odabaşı'nın duygu ve düşünceleri aktarılıyor.
Şiirler büyük oranda toplumcu bakış açısı ile kaleme alınmış. Bölümler başlamadan çeşitli sanatçı ve yazarlara ait alıntılara yer verilmiş.
Kitapta bazı şiirlerin neredeyse tamamının altını çizdim.
Kitaptan bazı alıntılar:
Aynı yağmurdan kaçarken bir saçağa düştük önce;
sonra gece, avluda bir kırık dal dursa üşürdü Feride (9).
Geceye yağmur inerdi işte böyle sicim gibi, ipince...
Giderek soğuyan dünyamıza kanat vururken kuşlar
ve hüzünle şaşırırken yolunu yitik yıldızlar,
Feride, bir destan gibi yürürdü ömrünü
akmaya yarışırken sular (9).
Susunca Feride, yeryüzü boğulurdu. Yeryüzü yüreğimdi biraz da, kururdu. Kururdu (10).
Kimliksiz miydik (12).
Feride'yi şiir saydım biraz da (13).
Feride şiir huyludur, gül kokuludur
gül kokuludur gözleriyle gözlerime dokunur (15).
Herkesin bir Feride'si vardır bilmez miyim
Herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı
Herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim
bir de kimsesizliği (19).
gözlerinle gözlerime dokunuyorsun
bir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım, beni gören sen sanacak (19).
görüyor musun adınla başlıyor her şey
karın eriyişi, yağmurun dirilişi
özlemenin ilk harfi, gücün hecelenişi (19).
ben nereye gitsem biraz senden gelirim
ardımdan kuşlar ve uykular gelir (20).
çocuklar bazen bir ülkedir
gözleri gök(yüzünde) (21).
keder bile yıkar bendini;
yağmur iner, gök boşatır içini (24).
Artık bütün sularda bir susuzluğum (25).
portatif bir hayat,
katlanabilir (33).
Feride,
şimdi yanaş kıyılarıma bir vapur gibi
çarpıp durayım güvertelerde gözlerine (33).
Bir güzel renk değiştiriyorum; korkma! yürek değil,
renk değiştiriyorum sadece (34).
Sonra gözlerim açılıyor; korkma!
dilim değil, gözlerim sadece (34).
bir hançer gibi saplama
savuran gözlerini yüreğime (36).
Feride, tütünü türküye banar da içer
Yüreğinde bir tufanın negatifleri (37).
Ben uçurumlar önünde kendimi kemiren kerem
artık kendini kemiren türküler dinlemem (38).
Sonra mart kaldım, eylül kaldım
ey susmanın çorak iklimi (38).
Bir örümcek sabrıyla sevdam örerken kendini
yüreğim bir uzun hava, sabrım uçurum şimdi (39).
Ben bu çiçeği bölsem, koklasam sen çıkar mısın (40).
Saçlarının kokusu sinmiş bu kente
Bu gece saçlarından geçiyorum yüreğim ter içinde (41).
kuşlar da gitmiş, hüzün büyümüş
ama hiç boğulmamış içimizde kıyılar (41).
Kal, kendinin anası ol önce doğur kendini
sonra gel beni doyur büyümeden açlığım (42).
Sonra geceye şiirler okudum; bitti,
bitmedin (43).
Şimdi sokaklar bile esniyor uyumayı bilmiyorum (44).
Yine sevişiriz sur dibinde bahar gelince (49).
yok, gitme!
gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor
özlemeyi yutkunuyorum (50).
Bana bir ülke getir Feride
üstünde masmavi bir gök olsun (51).
Gözlerimin ortasında
gözlerinin ortası (52).
Sen de yanaş kıyılarıma bir vapur gibi,
çarpıp durayım güvertelerde gözlerine (53).
Farkında mısın hüzünlere ayarlı saatler yine
ve kanıma dokunuyor
bu karartma geceleri susmak böyle (54).
Feride
sen bu kadar akıllının içinde nasıl
Nasıl delisin böyle (55).
İncelikler var sende
sana akar ırmaklarım
Akar ve biterim (56).
Bitmesek
bitmek kirlenir (56).
Ve bir gün değil, her gün
her şey kirlenir (58).
Kirlenmeyen tek şey ise
kirdir (58).
İki gözüm, kar yağıyor dışarıda
Elimde terliyor ellerin
Kar yağıyor yoksul gecelerine ülkemin
Pencerelerine perdesizliğin (61).
Örselenmenin yurdu yok! aşkın yurdu
yok! özlemenin
yok (62).
Şimdi bir namlu gibi gözlerin (64).
Çarşıları yalnız, kentleri öksüz
şiirleri yarım bırakmayalım (66).
Sonra kirli bir duman çöküyor kente
serçelerde sonbahar mahmurluğu (67).
Benim ırmaklarım,
ırmaklarım benim senin gözlerinden geçer (69).
Ölümün taht kurduğu varoşlarda
nasıl da kirlenir aşklar (70).
Her ipi denedim infazıma (75).
Hayat, hep böyle düşünmek, düşmek;
"düşmek" dedim de
düştüğüm çok oldu biliyor musun?
ve düşürüp bir şeyleri düşündüğüm çok oldu (77).
Ben, feodal bir yaraydım belki de (77).
Hani yüzün kar çiçekleri gibi açardı
yüzün sığmazdı öpüşlerime (78).
hiçbir aşkı mevsimsiz yaşamadım
da kaç mevsim aşksız Feride (78).
Ve biz seninle soğuklar gibi yoksul;
çünkü bir ekmeğin öyküsü ilişmiş kimliğime (79).
Şimdi vuruldu bu sevda da bir fısıltıya
Çiğnenmiş bir bahçedir artık ömrümüz (83).
Bütün griler eskiden beyazdı Feride (86).
Artık sen... Sen Feride olsan da
bana böyle delice göz kırpan yeryüzüne kansam da
kansam da mahvolmuşum kız, mahvolmuşum (87).
Ve ben gittim yüreğimde kan gülleri
Siz de o aşkın teninde dinamit sayın beni (90).
Güzel bir kitap okumak istiyorsanız Feride'yi kaçırmayın. :)