Gönderi

Devam edeyim... İnşaatlarda çalışan kimsesiz Ali askerden gelince çalıştığı büyükleri seni everelim derler. İyi de bende para yok, pul yok kimle nasıl evleneyim der. Dedemin (annemin babası) bir ahbabıymış everelim diyen. Anam rahmetli babamdan 4 5 yaş büyük. Dedem atarabacı Memmed ağa. Pancarcı da derlerdi. Sabahları hale gider manavların mallarını taşır sonra da pancar haşlar satarmış atarabasıyla. O da gariban. Tek katlı gece kondu yapmış. Atla yanyana odalar. Dedemle tanıştırırlar. Dedemin içi ısınır gelsin görsün kızımı, konuşsunlar kızım da isterse evlensinler. Düğüne fln gerek yok der. Anamı görür görmez beğenir anam da beğenir. Dedemin ev L şeklindeydi. Ortası avlu, sağ köşedeki odanın yanı atın ahırı. Anamla babama da sol köşeye bir oda örüp tavanını kapatıverirler al sana ev. İki döşek üç minder bitti gitti. Sofraya bi kap fazla konulur artık. Dedem rahmetli de haramsız sadece alnının teriyle yaşamış. Dedemin en sevdiğim huyu da yaz kış evin önünde sandalyeler ufak tüp çaydanlık ve termos eksik olmazdı. Sokaktan geçen tablacılar bizim evin önünde durur suyunu çayını içer millet bizim evin önünde alışverişini yapar, mahallenin çocukları su içmeye evlerine gitmez bizim evin önüne gelirlerdi. Nenemle kavga ederdi sürekli. Termosa buz koydun mu, buzluğa niye su koymadın fln diye. Her gün 2 3 defa sokakta çay demlenir, 4 5 defa termos doldurulurdu. Garibandı ama dert babasıydı. Gündüz evin önü hiç boşalmadığı gibi akşamları da konu komşu gelirdi çaya yemeğe oturmaya. Bir de bu atarabacı olduğundan meyveleri kasayla alırdı halden ucuza. Konu komşuya bedava verirdi çoğunu. Ana tarafımdan da baba tarafımdan da dedelerim cömertlikleriyle namlılarmış. Anamın da, babamın da kursağından haram geçmemiş, yoklukla yoğruldukları halde isyan etmediler. Anam rahmetli okumayı çok sever dinine diyanetine düşkündü. Çocukken kadınların sohbetlerinde kuran günlerinde geçti. Hiç bizim evde toplanmazlardı sonradan anladım neden bizim evde toplanmadıklarını. Çünkü o kadar insanı ağırlayacak ne yerimiz ne de durumumuz yoktu. Kuran okumalarında kekler kısırlar çörekler çaylar vs herkes giderdi anamla kalırdık. Anam bulaşıkları yıkayıp çıkardı. Evimizde ağırlayamadığımız için minnet altında kalmayalım hak geçmesin diye yaparmış meğer. Bir de şunu unutmam. O zamanlar Çeçen savaşı vardı. Bağışlar toplanıyor fln. Babamdan yalvarırcasına izin alışı. Alim nolur müsade et de şu evlilik yüzüğümü vereyim diye. İncecik dümdüz yüzüğünü verdi. Bir daha da yüzük fln alamadı babam. Dizine yatardım Kuran okurken, bitirdiğinde uzunca dua eder tek tek sayardı Filistin, Bosna, Çeçenya diye. Buralar anamın yüzüme damlayan gözyaşlarıyla derdim oldu. Yine mi uzadı neyse özetle falanca şirketin sahibi, filanca vakfın mütevellisi, filanca yeri yaptırmış bir aileden gelmiyorum ama kursağından haram geçmemiş, merhametli ve olmayanı bile verecek kadar büyük gönüllü ailemle gurur duyuyorum. Anası karolu bir ev bile görmemiş, odun sobası dibinde sıvasız evlerde büyümüş bir çocuğum. Babamdan bana yöneteceğim şirketler kalmadı, evler arabalar kalmadı. Öyle olsaydı belki birilerine imkansız görünen şeyler mümkündü. Ama bunlar yüzünden imkansız olan hiç bir şeyi zaten ben de istemem. Derdim ve gayem evlatlarımın da haramsız, yalansız, riyasız, merhametli ve cömert bir ailem var diyebilmeleri.
HakaN

HakaN

@AhHakaNah
·
3ay
Soyum ve Ailem
Torosların eteklerinde kara çadırda davar peşinde koşturmuş nesillerce soyum, en çok şehid veren obalardan. Baba tarafından dedemler 8 kardeş ve babaları gidip 2 kardeş dönebilmişler cihan harbinde. Adana'nın kurtuluşunda yine çarpışmışlar, Fransız'a dar etmişler torosların yamaçlarını pusularıyla. Mallarıyla, mülkleriyle, şirketleriyle nam salmamışlar şehirde, ama dağlarda söz onlarındı. Tarla tapan kavgasına bile tutuşmamışlar ar etmişler dünyalık biriktirip kavgasını etmekten, bağışlamışlar isteyenlere haklarını, bize toprak ne gerek yağmuru suyu veren var, otu bitiren var, deyip devam etmişler hayvancılığa dağlarda. Babamdan bahsedeyim, yıllarca nefret ettim, baba olunca nefretim dindi ama sevemedim, şimdilerde seviyorum işte, kırıklık ve buruklukla, nerden bilsin garibim babalığı, baba mı görmüş ana mı görmüş diyorum. Babam daha emeklerken yetim 6 yaşlarında da öksüz kalmış. Babasının yüzünü hatırlamaz anasınınkini zar zor hatırlarmış eskiden. Ama isyan etmek şöyle dursun övünürdü Efendimiz'e (sav) bu yönüyle benzediği için. O da yetim ve öksüz ben de, derdi. Akrabalarının koyunun peşinde köy bile görmeden ergenliğini atlatmış dağlarda. 11 12 yaşlarında bir kış köyde bırakmışlar okula gitsin okuma yazma öğrensin diye, öğrenmiş yazın da ilk okul diplomasını almış. Ergenliği aştıktan sonra güttüğü yüzlerce koyundan abisinin bir koyununu satıp parasına kendine kıyafetler almış bayramda. O zamana kadar cebine ne para koyanı ne de genç adamsın bi ihtiyacın var mı diyeni olmamış. Koyunun parasını harcadı diye ağır küfürler işitince atmış değneği elinden kıyafetten arta kalan cebindeki parayla vurmuş kendini yola. Gidiş o gidiş. İnşaatlarda çalışmaya başlamış, Kalıp, duvar ve demir ustası. Ver eline projeyi diksin apartmanı, hatta projedeki statik hataları bulup bunu değiştirin, diye mühendisleri uyarabilecek kapasitede. Okumayı da sever. Yazmayı da. Aşık Ali derler namına. Kahvede inşaatta doğaçlama şiirler söyler, o an biri bana da bi döktürsene usta dediğinde nazım olarak anlatır onun ahvalini öyle yetenek. Bi kara kalın kapaklı kocaman defteri vardı her sayfasında mühür vurulu. Yarıdan azı şiirle doluydu. Bu mühürler ne diye sorduğumuzda bu şiirlerinin bir kısmını ozanlara aşıklara vermiş onlar çalmış söylemiş. Biri akıl vermiş git onaylat bunları çalarlar şiirlerini diye. Bu da koca ansiklopedi gibi bez kapaklı defter almış üç beş şiirini yazmış deftere gitmiş notere. Noter de tek tek uğraşmayalım tüm sayfaları mühürleyeyim sen doldurursun demiş basmış mührü. İnşaat ustası Aşık Ali'nin oğluyum. Bize şirketler, dükkanlar, evler bırakmadı ama kursağımıza alın terinden başkasını da sokmadı. Mal mülk bırakmasa bile değil haram şüpheli bir çöp bile yedirmediği için bizlere minnettarım kendisine. Tacir olup bilip bilmeden onca malın içinde haram da sokabilirdi hanemize. Neyse sonra devam edeyim.
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.