Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zaman geriye aksın (yapay zeka ile metin görselleştirme)
Gediklerden sızan her fikrin süngüler ile tepelendiği bu yıllarda çılgın sevgilerle ve şuursuz kinlerle beslediğimiz masumluk vaat eden izm’lere her solukta şüpheli bakışlar sunar. Üstelik kaftan bize göre uydurulduğundan “milli” vasfına bürünen aldanışların kurbanı oluyoruz. İnsanlığa sunulan bu iki ütopya karşında yaramaz bir çocuğun, örnek bir çocuktan; herkese kafa tutan insanın, dış baskılara boyun eğen yaratıktan çok daha sıhhatli olduğunu hatırlatıyor. İdeolojiler elbette siyaset dünyasının haritalarıdır. Haritasız denize çıkılmaz ve çıkılacak yolculukta harita tek kılavuz olamaz “Pusulaya da ihtiyaç var. Pusula: şuur. Tarih şuuru, milliyet şuuru, kişilik şuuru.” Bu Ülke’de “Sağ”; kovuğuna çekilmiş, münzevi, mazlum, mustarip. “Sol”; eline tutuşturulan reçeteyi kekeliyor, mânâsını anlamadığı reçeteyi. Sağ okumuyor. Boşuna bağırıyor Meriç. Sol ise diyalogdan kaçıyor, küskün . Tek ortak duygu: düşmanlık. Diyalog yok. Sağ mazinin, sol ise bilinmez geleceğin vaatleri peşinde, bitmeyen bir kavganın iki ütopisti. Fikir hayatımızın “kâh gülünç kâh korkunç maskelerle” raksa çıktığı bu dönemde kavga, mukaddesin postuna bürünüyor. Merice göre ise; kavga kutsal kitapların şeytanı, mukaddesin rengine bürünen bukalemun.’ Ve yığınlar onun için yaşıyor, onun için dövüşüyor, onun için ölüyorlar. ‘Yükselen bir medeniyet için kurşun işlemez bir zırh olan kader inancı, çöken bir toplum için yüklerin en ağırıdır. Yığını kavganın, yani hayatın dışına iten bu teslimiyetin kaynağı tevekkül değil,’ tereddüttür. “Nezleye yakalanır gibi tutunduğumuz fikirler; ateşi çıkınca aslanlaşan, nöbeti geçince mukaddesi unutan” şuursuzluklara dönüşüyor ve düşüncenin, irfanın ebedi düşmanları oluyorlar. İrfan, düşüncenin tüm köşelerini kuşatan kale, düşünce ise rüzgârın her an tehdit ettiği kandildir. Bu Ülke inceleme / selenya
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.