Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Spoiler! (Her okuyuşumda ağlıyorum)
"'Kazandın demek, ha?' dedi dalga geçer gibi. 'Cyra Raiden'ı mağlûp etti, öyle mi?' Acıyla kahkaha atmaya çalıştı läkin yüzünü buruşturdu. Tüm bu olanlardan sonra onun için üzülmeyeceğimi sanırdım ama yanılmışım. Kalbimin bir parçası kesilip atılıyordu sanki. Ellerimi uzatıp başını tuttum ve kucağıma doğru çektim. 'Bırak, dokunma bana,' dedi fakat hareketleri engel olamayacağı kadar ağırlaşmıştı. Yavaş yavaş etrafımızın kalabalıklaştığını hissettim. Bir ara Jasen diz çöküp ellerini omuzlarıma koydu ama onu görmüyordum sanki. Hiçbir şey hissedemez olmuştum. 'Değdi mi?' dedim hıçkırırken. 'Yaptığın kötülükleri canınla ödüyorsun. Buna değdi mi?' 'Benim bir amacım vardı, bunu gerçekleştirmek için her şeyden vazgeçtim. Senden bile.' 'Biliyorum. Beni zerre kadar umursamadığını biliyorum Raiden. Ama ben öyle değilim. Senin için üzgünüm, gerçekten.' 'Sakın sahte gözyaşları döküp de arkamdan yas tutma Cyra. İstediğin bu değil miydi? Bu savaşın olacağını biliyordun, ikimizden birinin yok olacağını anlamış olmalıydın. Sakın aptalmışsın gibi davranma. Sen de benim ölmemi istedin ve bak, şimdi kollarının arasında vereceğim son nefesimi,' hırıltı dolu bir nefes aldı. 'Fakat sen de yanıma geleceksin kardeşim. İnan bana,' gözleri yarı kapanırken güldü. 'Hatta birkaç saate kadar ben her nereye gitmiş olacaksam, seni orada karşılıyor olacağımdan hiç şüphen olmasın.' Sonra sustu. Hem de o kadar uzun bir sessizliğe boğuldu ki, başını sarsarak hålå hayatta olduğundan emin olmaya çalıştım. 'Bitir şunu,' diye hıçkırdı en sonunda, 'Daha neyi bekliyorsun? Acı çekmem hoşuna mı gidiyor?' O an bana söylediği sözler aklıma geldi. Diğer Tasarımlar gibi, kolay kolay öldürülemeyeceğinden bahsetmişti. Lexan ve Viisas onu ölümcül derecede yaralamışlardı ama hâlâ yaşamaya devam ediyordu. 'Yapamam,' dedim ben de hıçkırarak ağlarken. 'Sana bir şey yapamam.' 'Beni öldürmediğin her saniye acı çekmeme neden olanlara ortak oluyorsun. Yap hadi!' Acıyla haykırdım, başını göğsüme doğru çekip ona sıkı sıkı sarıldım. Biri beni ondan ayırmak için kollarımdan tuttu fakat omuzlarımı silkip o kişiden kurtuldum. Ne olursa olsun, o benim kardeşimdi. İkizim... Canımın bir diğer yarısı... Acısı eş değer bir şiddette bana ulaşıyordu. Nihayet iç çekmeye başladığımda, yavaşça onu yere yatırdım. Gözleri yüzümde gezindi, elini kaldırıp yanağıma dokunduğunda daha da sesli ağlamaya başladım. 'Sadece bu son hareketin için seni affedebilirim. Beni acı çekmekten kurtarırsan, seni bunun için suçlamam. Lâkin bana sırt çevirmenin ve cephe almanın cezasını çoktan kestim bile Cyra. Neyi kastettiğimi çok yakında anlayacaksın.' Bunu biliyordum. Raiden'ın beni her saniye ölüme götürdüğünün farkındaydım ama onun bunu öğrendiğimden haberi yoktu. 'Tam olarak savaşı kazanmış olamazsın, değil mi?' dedi son bir çabayla. Sonra yan tarafına düşmüş olan tabancasını işaret etti. 'Al onu ve şu lanet işi yap artık!' Yüzüne bakarken sağ elim harekete geçti ve tabancayı kavradım. Bunu bir başkasından da rica edebilirdim ama kimsenin omuzlarına bu yükü bırakmaya hakkım yoktu. Dudaklarımı sımsıkı kapatıp, parmağımı tetiğe yasladım. Raiden kaşlarını çatsa da cılız bir şekilde bileklerimden tuttu ve tabancayı alnına dayamamı sağladı. 'Elveda kardeşim,' dedi neşeyle, 'Çok yakında görüşmek üzere.'"
Kent Kitap
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.