Gönderi

4.Bölüm: Gecenin Sesi
Yoğun geçen bir iş gününden sonra eve gitmek için çıktım. Ayaklarım ağrımaya başlamıştı. Çıkmadan önce sevdiğim kahvemden almayı unutmuştum. İçimden "Kahvesiz nasıl eve dönerim?" diye geçirdim. Gözlerimi gökyüzüne dikmeliyim diye düşündüm. İnsan ancak bu şekilde kendi varlığının ötesindeki şeyleri görebilirdi.İnsani özelliklerini en üst düzeyde kullanılması gereken bir işti neticede. Hava bulutlarla kaplıydı. Ay, doğum sancılarıyla gökyüzünde yükseliyordu. Güneş batıyordu. Yürürken aklımda birçok düşünce dolaşıyordu. Yoğun iş temposunun getirdiği yorgunluk, günlük hayatın koşuşturmacası ve evde beni bekleyen sorumluluklar... Tüm bunlara rağmen, gökyüzüne baktığımda içimde bir huzur ve dinginlik hissediyordum. Bir an durdum ve gökyüzüne baktım. Ay, tüm ihtişamıyla gökyüzünde parlıyordu. Etrafındaki yıldızlar da ona eşlik ediyordu. Bu kadar güzel bir manzara karşısında kendimi çok küçük ve önemsiz hissediyordum. Tüm dertlerim ve tasalarım bir anda kaybolup gitmişti. Bir süre gökyüzünü seyrettikten sonra eve doğru yürümeye devam ettim. Eve geldiğimde beni bekleyen çok fazla iş vardı. Sabah düşüncelere boğulurken etrafı ne kadar dağıttığımı fark ettim. Dağınıklığı görünce bir an için bunaldım, ama sonra kendimi toparladım ve işe koyuldum. Öncelikle mutfağı ve salonu düzenledim. Yerleri süpürdüm, bulaşıkları yıkadım ve etrafa saçılmış eşyaları yerlerine kaldırdım. Sonra yorgunluğumu bir kenara bırakıp biraz atıştırdım. Akşam yemeğinden sonra, sabah Platon ile ilgili aldığım notlara bir göz gezdirdim. Notları okurken, Platon'un fikirleri hakkında daha fazla düşünmeye başladım. Onun idealar kuramı ve felsefeye bakış açısı beni oldukça etkiledi. Hakkında bildiklerim fazla yüzeyseldi. Notlarımda şunlar yazıyordu: -Geçmişinde çok soylu ve zengin bir aileden gelmesi -Çok sevdiği Sokrates'in idamı (Sokrates'in kendisinin oluşturduğu fazlasıyla idealize bir karakter olduğunu düşünmeden edemiyordum) -Devlet ve toplum konusunda bir sistem kurması -"Öğrenmek hatırlamaktır" düşüncesine sahip olması Bunları derinlemesine araştırmam gerekiyordu. Aslında ironik bir şekilde hatırlamam gerekiyordu. Hepsi hakkında çok parça parça bilgiye sahiptim. Bilgilerimi pekiştirmek için öncelikle Platon'un hayatını araştırmaya başladım. Soylu bir aileden geldiğini ve Atina'da iyi bir eğitim aldığını öğrendim. Okumam gerekenleri toparlamam bile çok fazla vaktimi almıştı ardından, kendime kahve hazırladım. Sıcacık kahve bardağımı elimde tutarak dışarıya çıktım. Gökyüzüne baktığımda, bulutların aralanmış olduğunu ve yıldızların tüm ihtişamıyla parıldadığını gördüm. O an, içimi tarifsiz bir özgürlük ve uçma isteği kapladı. Yerçekimine bağlı bedenim, yerden yarım karış bile yükselemiyordu. Ayaklarım toprağa basmak için adeta yalvarıyordu. Fakat ruhum, yıldızlara ulaşmak için kanat çırpıyordu. Nasıl yükselebilirdim? Bu arzuyu nasıl gerçeğe dönüştürebilirdim? Kahvemden büyük bir yudum alıp düşünmeye devam ettim. Yıldızlar, sadece ışığını bize ulaştırabilen gök cisimleriydiler. Gözlerimle göremediğim, gizemini saklayan sayısız gök cismi vardı. Doppler etkisi ve karanlık cisim ışıması gibi keşiflerimiz gizemlerini çözmemize yardımcı oluyordu. Belki de bu sınırlı bedenimle ancak öğrendiklerimle -hatırladıklarımla- nelerin hayalini kurabilirsem ancak okadarını görebiliyordum. Bir an için kafamı yeryüzüne çevirdim. Ben daha etrafımda olup bitenlerden bihaberdim. Aslında çevremde dönen olayların farkında olmak benim için çok zor olurdu. Geceleri uyku tutmayan hastalar ve aşıkların iniltilerinden sabahı bulamaz, bu acıya katlanamazdım. Kahvemin sonuna gelmiştim bir süre hiçbir şey düşünmedim ardından eve doğru yöneldim. Not : Behçet Necatigil <3
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.