Gönderi

içten gelen.
Değerli 1k üyeleri içimden gelen bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Bu gün akşam saatlerine doğru şehirden evime doğru gelmek için yolcu minibüsüne bindim. Evet bildiğimiz o eskiden olan yolcu minibüsleri hani şu her gün köyden şehre, şehirden köye gidip gelenlerden. Benimle beraber 12/13 adam vardık minibüste selamlaşma faslından sonra koltuğuma geçtim oturdum az sonra şehirden yavaş yavaş çıkıcakti minibüs. Sonra bir telefon geldi kaptana. Falanca köyde trafik kazasında vefat eden birinin cenazesi de yola çıkmış, o köye doğru yola çıkmaya başladık. Her ne kadar tanımasam da merhumu ister istemez bir burukluk oluyor yüreğinde insanın. Derin bir sessizlik ve her şeyin, bu dünya da ki her şeyin ne kadar geçici olduğunu hissettiren duygularla yolculuk devam ediyordu. Kısa bir süre sonra cenaze nakil aracı ve peşinde epeyce kalabalık bir konvoy göründü ardımızda. Kaptan yavaşladı ve yanımızdan geçti cenaze aracı. Bizde konvoyun arasına takılıp merhumun köyüne doğru devam ettik. Ben tabii ki içimde karmaşık duygulara girmiş değişik bir üzüntü hissediyorum içimde. Aklıma gelen duaları söylüyorum merhuma. Akşam ezanı okunmuş hava kararmaya başlamıştı. Farklı farklı yollardan haberi alan başka köylüler de konvoya katılıyordu. Epey kalabalık bir araba dizini şeklinde köye vardık. Daha önce oraya gelip bekleyenler ve oranın sakinleri büyük bir sessizlik içinde sert esen bir rüzgar eşliğinde mezarlıkta bekliyorlardı. Mezarlıkta bekleyenler üşümüş belli ki ateş yakmışlar etrafında kümelenmiş küçük küçük gruplar oluşturmuşlar ama genişce bir sessizlik hakim.. Merhum arabadan indirildi herkes bir elden omuzladı camiye doğru yürüdüler peşinde herkesin bildiği şekilde ettiği dualar eşliğinde camiye girdik. cenaze namazı kılındı. merhum tekrar omuzlar üstünde dualarla mezarlığa doğru yola çıktık. Merhumun son durağı defin yerine gelmiştik. Merhum defnedilmeye başlandı. İmamın okuduğu dualar eşliğinde halk küreklerle toprağı üstüne atmaya başladılar. Defin bittikten sonra imam telkin duasını okumaya başladı. O an acaba şuan merhum ne yapıyordur diye düşündüm. İnşallah merhuma sorulan soruları kolaylıkla ve emin bir şekilde yanıt verir diye dualarımı ediyorum. İmam duaları bitirdikten sonra; Merhumu nasıl bilirdiniz? diye sordu üç kez. Herkes bir ağızdan "iyi bilirdik Allah razı olsun" dedi. Sonra haklarınızı helal ediyor musunuz? diye sordu imam üç kez. Herkes bir ağızdan "Helal olsun. " diye yanıt verdi. Sonra imam merhum ailesine uygun yerde durup gelenlerin başsağlığı dileklerini kabul etmelerini söyledi. Aile uygun bir yere geçip sırayla gelen başsağlığı dileklerini kabul etti. Bayram günlerinde de böyle olur diye geçirdim içimden. Herkes sırayla birbirini tebrik eder güzel dileklerini iletirler birbirlerine. Ben de herkes gibi başsağlığı ve dileklerini ilettim merhum ailesine. ve bu kadar. yavaş yavaş herkes geldiği arabalara binmeye başlayarak ayrıldılar teker teker mezarlıktan. Evimize, evlerimize dönüş yolu. Merhum 4 çocuk babası 34 yaşında gencecik bir adamdı. Bu soğuk gece de hepimiz birer evlerimize dağılırken merhum çoktan sorularla baş başa kalmıştı. Hayat ne garip değil mi? Bu dünyadan ne zaman ayrılacağımız belli değilken ve kabire girdiğimizde bize sorulacak sorulardan haberdar olduğu halde her gün sabah uyandığımızda değişik işlerle meşgul oluruz akşam olur ve evimize döneriz. Her şey bu kadar sabit iken neden biz ne zaman öleceğimizi biliyoruz gibi davranıyoruz Allah'a, Resulün'e, Anne babalarımıza, ailemize, komşularımıza ve hayatımıza dokunan insanlara ve diğer tüm canlılara. Sonumuz orası belli işte, kesin, sabit. Allah kimseyi kabirde cevabını vermekte zorluk yaşayacak sorularla baş başa bırakmasın. Allah anne baba, evlat, kardeş akraba tüm sevdiklerimizin bir gün( zamanı belli olmayan bir gün) öleceğimizi aklımızdan çıkarmasın. Amin. Peygamber efendimizin (s.a.v.) başta olmak üzere Merhumun ve tüm vefat eden yakınlarımızın ruhu için : El Fatiha..
·
86 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.