Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
İslam dîni asla terakkiye mani değildir.
Cumhuriyet dönemi devrimlerin aslında bu dönemde gelişip ortaya konan devrimler olmadığı, bunun bir geçmişinin olduğu, 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinde gelişen ve giderek artan Batı taklitçiliğinin bir sonucu olduğu vurgulanıyor. Tanzimat'ın ilanı, Meşrutiyet'in ilanı, Islahat Fermanı'nın ilanı, II. Meşrutiyet'in ilanı ve bunların topluma etkileri kısaca ele alınmış ve bunların Cumhuriyet'e götüren unsurlar olduğu vurgulanmış. Batı'ya eğitim için gönderilen şahsiyetlerin kendi toplumunu/medeniyetini hor ve hakir görmeye başladığı, özellikle askeri eğitim veren okullarda yapılan Batıcı reformların daha sonra burada yetişen şahsiyetlerin saltanata ve dîne farklı gözle bakmaya başlamalarına neden olduğu vurgulanmış, din geri kalmışlığın en büyük nedeni olarak görülmüştür. Osmanlı aydınlarının ve Cumhuriyet aydınlarının dîni terakkiye mani bir unsur olarak addetmeleri yeni arayışlara itmiş ve modernitenin, yani Batı taklitçiliğinin hız kazanmasına zemin hazırlanmış ve muasır medeniyet olarak Batı gösterilmiştir. Osmanlı'da askerî yenilgilerden sonra bu alanda yapılmaya başlanan yenilik/taklitçilik daha sonra devletin bütün kurumlarını kapsayacak şekilde ıslah etme çalışmaları şeklinde ortaya konmuştur. Cumhuriyet dönemi de aynen bu taklitçliği devam ettirmiş, din sadece vicdan meselesi olarak görülmeye başlanmış, toplumsal hayattan din tamamen kaldırılmak istenmiştir. Laik devrimler toplumu dinin etkisinden tamamen kurtarmaya yönelik olarak uygulamaya konmuştur. Toplumu en çok yaralayan inkılaplar; kılık kıyafet üzerinde yapılan yenilikle ve şapka devrimi, harf devrimi ve Türkçe ibadet olmuştur. Cumhuriyet devri redd-i miras yaparak Osmanlı Devletini hatta Selçuklu Devletini bile yok saymış, köklerini başka yerlerde arama girişimlerinde bulunulmuş ama bunda da başarılı olunamamıştır. İslam, yani Müslüman kimliği bu dönemde hor ve hakir görülmüş, İslamiyet'in bir Orta Çağ zihniyeti olduğu, dinin bütün alanlardaki etkisinin yok edilmesi hedeflenmiştir. Bu anlayış Müslüman aydınları arayışa itmiş ve İslam'ın ilk devri, yani Asr-ı Saadet devri örnek alınmasıyla bütün sorunların ortadan kalkacağı vurgusu yapılmıştır. İslam hor ve hakir görülmüş, âlimler değersizleştirilmiş, arapça eserleri okumak, arapça yazı yazmak, Kur'an okumak yasaklanmış, namaz kılmak gericilik, yobazlık olarak görülmüştür... Bazı şahsiyetlerin iddia ettikleri gibi dine baskı Atatürk'ün ölümünden sonra değil bizzat Atatürk döneminde başladığı belgelerle ortaya konmuştur. Eserin dili gayet hoş, çok akıcı, kesinlikle okunması gereken bir eser diyebilirim. Keyifli okumalar dilerim.
Cumhuriyet’in İlk Döneminde Dinî Hayat (1923-1938)
Cumhuriyet’in İlk Döneminde Dinî Hayat (1923-1938)Fahri Güzel · Muhayyel Yayıncılık · 20236 okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.