Sanat sanat için değil sanat benim içindir. Ben toplumum, toplum için. Bu inceleme geniş bakış açısı ve samimiyet içermektedir. Yalnızca bir kitaba yönelik değil, yazara ve tüm kitaplarına yöneliktir. ! Sadece kökü kalmış ağacın hüznü.. Buruk bir his var içimde çok tuhafım çok tuhaf.. Hissetmeyi hangi yer çekimsiz cümle ile anlatmalıyım? İçim çok dağınık. Hissedilen her şeye cümle kurulmuyormuş sahiden.. Kendine has, kimseye benzemeyen bir kadın sarmalı.. Kimi zaman küfrü cebinde bir erkek edası, kimi zaman cümleleri fizik kurallarına aykırı olacak derecede kaçık bir zihin, kimi zaman limitsiz hayal gücü, kimi zamanda toplumsal olayları vurgulayabilecek kadar özgür ve cesur yürekli.. Ah annesi çok sevilmelerin kadını, seninle Şile'de denize karşı bir bankta sohbet edebilmiş olmayı çok isterdim. Kendi deyimiyle ütüsüz ve buruşuk bir ruha sahip, şiir yazmaya annesizlikten başlamış Hayatı 2 Füsun arasında mekik dokur. O ne çocukken ne de anneyken doyabilmiştir Füsunlarına.. İlk satırları Füsun'a yazılan şiirlerin, son satırları da Füsun için ayrılmıştır. İçime dokunan bir halin vardı diyor ve şimdi onun hali dokundu benim içime.. AH DİDEM "Bu zehir zıkkım şiirin ağlak kalemi olacak kadın mıydım ben? " "Canım kızım cehaletimden şair oldum, Annesizlikten! Sen sakın şair olma" Bir cümle içimi daha ne kadar ezebilir bilmiyorum, seni tanımak kolay okumak oldukça zor oldu. Anlatarak bitiriyorum hayatını Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma İsmini "DİDEM MADAK" koydum. PULBİBER MAHALLESİ; Bir Mahallenin kalbine bırakılmış savurgan şiir, mahalle sakinlerini içimize yerleştirip hepsinin ruhuna ayrı ayrı tonlarla farklı gözlerle bakmamızı sağlamış yazarımız. Gündeliğin anlatımı ne kadar derin hem güldürüyor, hemde düşündürüyor. Pulbiber mahallesinin sokaklarında geziyoruz usul usul. Şair tutuyor ellerimden, iç dünyasını gösteriyor mertçe.. Şiirinde düz yazılar var ama düz yazılarına bile şiir bulaşmış, bunlar hep şiirden diyor oysa bunlar hep acıdan.. Şiir şiir olalı böyle şiirsizlik görmemişti diye hislerini tercüme ediyor yazarımız. Arada tutamamış kendini kaçırmış güzel satırlar sonra etkileniriz diye öteki türlü ısmarlama satırları satırlamış. Derken şu satırları eklemeden edemeyeceğim. "Kesinlikle kesin bir dille ümidi reddettim buna bir gün karşıdan karşıya geçerken karar verdim. Adliyelerde Kafka'nın ruhuna fatiha okuduğum günlerdi çünkü çok içlenmiştim. çünkü ısrarım yaşamaktaki gücüme gitmişti. Çünkü illaki yaşayacaktım. içlenmiştim! İçli bir şey olmuştum. bağırmaya yakışmamıştım. ve zati yeterince bağırmıştım. çok yürümüştüm. otuz altı numara ayaklarım bile bu dünyayı adımlayıp durmamı acaip karşılamıştı buna hayret etmiştim. " Sf 90' "Bu kitap ısrar üzerine yazılmıştır." Israr etmişler çünkü kanser mücadelesi veren bir kadının içinin felç olmasını istememişler..' Eğer yaşasaydın daha nice kitaplar yazman için ısrar ederdik sana. Zira 3 kitaba da doyamadım kendi adıma; acıya hüzne doydum ama doyamadım seni okumalara..Seni kitabının arasında kurutup gönül kütüphaneme gömüyorum ancak ara ara geleceğim yanına okuyacağım seni konuşacağım kendimle. "Her ölüm erken ölümdür" derken haklıydı yazarımız ancak "bazı ölümler daha erkendir" demekten alıkoyamıyorum kendimi.. Daha fazla devam edemeyeceğim.. Sana ELVEDA diyemiyorum bilâkis rüyaların büyük harfle başladığı ülkede görüşmek dileği ile ..

Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079.2k okunma

·

350 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Merve B.