Gönderi

258 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Oscar Wilde - Dorian Gray’in Portresi
“Dorian Gray’in Portresi” o kadar vurucu ki; kitap bitince oturduğum yerde kalıp uzun uzun düşündüm. Karakterleri, olayları, diyalogları, kitabın psikolojik altyapısını ve en önemlisi Dorian’ın portresini… Kitabın baş kahramanları: ressam Basil Hallward, Basil’in arkadaşı Lord Henry Harry Wotton ve Basil’in portresini çizdiği ve kitabın en derin karakteri olan Dorian Gray. Dorian, kitabın ilk sayfalarında masum, temiz, saf, iyilikle dolu, duru güzelliğe sahip olan bir karakterdir. Sonra Lord Henry ile tanışır ve onun gençliğe ve güzelliğe dair söylemlerinden oldukça etkilenerek; Basil’in çizmiş olduğu portreye bakar ve büyük bir arzuyla, kendi gençliğinin ve güzelliğinin hiç yitmemesini, bedeni sonsuza denk genç kalırken, tuval üzerindeki Dorian’ın yaşlanmasını ister. Ve ilginç bir şekilde bu isteği kabul olur… Dorian’ın bu arzusu; ruhunu sınırsız ilim ve dünyevi zevkler için Mefistofeles isimli şeytana satan Faust’un öyküsüne oldukça benzer. Lord Henry’nin aforizmalarını ve hedonist bakış açısını tümüyle benimseyerek, Henry’nin ona verdiği sarı kitaptan oldukça etkilenen -yazarın deyimiyle bu kitaptan zehirlenen- Dorian, kötülüğü yalnızca kafasındaki güzellik idealini hayata geçirmenin bir yolu olarak görmeye başlar. Ve zamanla, kitabın başında saf, masum ve içinin güzelliği yüzüne yansımış olarak tanıdığımız Dorian, her türlü günaha batmış, her türlü kötülüğü ve ahlaksızlığı yapmış biri olarak karşımıza çıkıverir. Ne var ki, yaşamış olduğu bu hayat onun ruhunu içten içe çürütürken; gençliği ve güzelliği aynı kalır. Fakat portresi ise, tıpkı ruhunun tecessüm etmiş hali gibi, giderek çirkinleşir ve şeytani bir çehre kazanır. Tam da bu noktada bence kitabın en vurucu mesajı; yaşanan dürüst, temiz, iyi ve erdemli bir yaşamın insanın ruhunu güzelleştirdiği gibi bedenini de güzel kıldığı, ahlakdışı ve kötü bir yaşamın insanın ruhunu çirkinleştirdiği, aslında ruh ve beden güzelliğinin madalyonun iki yüzü olduğu… Yani, yaşadığımız hayatın, eylemlerimizin, davranışlarımızın, sarf ettiğimiz sözlerin hatta düşüncelerimizin ruhumuzla doğrudan bağlantılı olduğu…İçsel huzurun dürüst, temiz ve iyi bir hayat yaşamakla mümkün olduğu. Diğer bir nokta ise, kitapta yer alan karakterlerin ve diyalogların arka planında aslında Freud’un yapısal psişe modellemesine defalarca selam çakılmış olması. Öyle ki; Lord Henry, haz ilkesi tarafından yönlendirilen İd (alt benlik)’i, Basil Hallward vicdanın sesi ve özeleştirinin kaynağı olan Süperego (Üst Benlik)’yu, Dorian Gray ise alt ve üst benlik arasında denge kurmaya çalışan Ego (Benlik)’yu temsil ediyor. Kitapta defalarca Dorian’ın, İd ile Süperego arasında kalmasını ve her seferinde Lord Henry’yi yani İd’i dinlemesini görüyoruz. Oscar Wilde’in yaşamı ve sansasyonel davasının gölgede bırakamayacağı, salt eşcinsellik eleştirileri yüzünden yabana atılmaması gereken bu kitap bence okunması gereken nitelikli klasiklerden biri. Bitirirken, kitabın en çarpıcı cümlelerinden birini buraya bırakıyorum; “İnsanların ahlaksız diye nitelediği kitaplar insanları kendi ahlaksızlıkları ile yüzleştiren kitaplardır.” SNÖ.2922024-055
Oscar Wilde
Oscar Wilde
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374,4bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.