Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Frankenstein
Kuzey Kutbu’nda keşfe çıkmış olan ve kardeşine gittiği yerlerden mektuplar yollayan Walton, yolculuğu sırasında doktor Frankenstein’la karşılaşır ve doktorun hikayesini günlükler şeklinde okuyucuya aktarır. Romanın ana odağı olan Victor Frankenstein ve yarattığı bir ismi olmamasına rağmen Frankenstein olarak anılan varlık, günlüklerde Walton'un süzgecinden geçerek okuyucularla buluşur. SPOİLER Tıbba çok meraklı olan Viktor Frankestein üniversiteye gider. Burada tanıştığı profesörlerden aldığı ilhamla hastalıklara son verebilmek için insanı yeniden yapmayı, böylelikle de ölümsüzlüğe ulaşmayı istemektedir. Deneyleri sonucunda yaşamın sırrını keşfeder ve bunu üstün bir insan yaratarak kullanmaya karar verir. Çeşitli mezar ve mahzenlerden topladığı ceset parçalarını bir araya getirir. Orantısız ve 2.50 metre boyunda uzun bir varlık yaratan Victor, yaptığından pişman olur ve kaçar. Yaratık ise kendisini yaratanı gayet iyi biliyordur. Kendi insan özelliklerini deneyimlerken sürekli bir aileyi gözlemler. Nihayetinde yalnız olduğunun oldukça farkındadır ve babası Victor'u bulmaya, ondan hesap sormaya ve yalnızlığını giderecek kendi gibi bir eş istemeye gider. Victor bunu reddeder, öfke nöbetine tutulan Frankenstein ise Victor'dan öcünü ailesine zarar vererek almaya başlar. Evliliği de yaratık yüzünden sonlanınca Victor onu öldürmek amacıyla yaratığın peşinden Kuzey Kutbu'na kadar gider. Burada Walton tarafından gemiye alınır, kaptana hikayesini anlatan Victor hayata gözlerini yumar. Yaratık ise babasının ölümü üzerine oldukça üzüntülü ve pişmandır. Kendini yok etmek için bir buz kütlesine atlayarak uzaklaşır. Ölüp ölmediğini ise halen bilmemekteyiz! Okurken çok keyif aldığım, her türlü duyguyu hissettiğim bir kitap oldu. Her anında yazarın kullandığı dil o kadar kuvvetliydi ki... Kendimi kitaptan uzaklaştırmakta zorlandım. Hem bitmesin derken hem de her sayfasını şevkle çevirirken buldum kendimi. Kitapta o kadar çok yerin altını çizdim ki... Duyguları, gelişimi, günahkarlığı ve pişmanlığı daha iyi anlatan bir kitap daha düşünemiyorum. Üstelik yazar, bu duyguları bize bir canavar aracılığıyla yansıtıyor! "Sevgili Frankenstein'ım," diye haykırdı. " mutsuzluk senin kaderin mi?" 92.sayfada geçen bu sözler aslında kitabı bize özetler nitelikte. Mutsuzluğu gerçekten kaderden gömlek yapıp üzerine giyen bir adamı okuyoruz ama o kadar onunla bütünleşmiş bir duygu ki bu, yarattığı canavarın bile mutsuzlukla örtünmesine neden oluyor. Sevdiğim birkaç alıntı ile devam edip sonsuz ile bitirmek istiyorum. ☆“Herkese karşı insaflı olup da yalnızca adaletini, hatta merhamet ve şefkatini en çok hak eden bana karşı acımasız olma! Adem’in olmam gerekirken haksız yere mutluluktan mahrum edilen, cennetinden kovulmuş bir meleğe benziyorum.” ☆Ama gerçek bu işte; cennetten kovulan melek hain bir şeytana dönüşür. ☆“Yalan gerçeğe böylesine benzerse kim gerçek mutluluğa yürekten inanabilir ki?” ☆Korkarım ki biricik sevgilim, şu dünyada tadacak çok az mutluluk kaldı bize. Ancak kalan mutluluğumun tamamı sende başlayıp sende bitiyor. Dili bir tık ağır olsa da ilk birkaç bölümü atlattıktan sonra çok daha kolay okunuyor. İlk birkaç bölümde dil daha ağdalı ve akıcılık sorunu vardı bence. Olayların gidişatı çok güzel ele alınmıştı. Gereksiz ayrıntılar yerine hikayeye katkı sağlayan olayları okuduk. İyi okumalar♡
Frankenstein ya da Modern Prometheus
Frankenstein ya da Modern PrometheusMary Shelley · Can Yayınları · 201813,9bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.