"Bir türlü kapanmayan yaralar var içimde. Kimi göğsümde, kimi kolumda, kimi bacağımda, sürekli yer değiştirip duruyorlar. Tesbit ettiğim noktada kanatıyorum o yaraları. Sonra da gülüyorum kan revan içinde. Sanki başka birinin hayatımış gibi kendime gülüyorum acımasızca. Babam demişti ki bir seferinde, 'insanın kendine acımaya başlaması çok kötü bir şeydir oğlum.' O gün bugündür acımıyorum ben de kendime."