Gönderi

İşte bu noktada ansızın güçlü bir alev gibi bir sezgiyle yanıp tutuşmaya başladı içim: Herkesin yapabileceği bir “iş” vardı ama kendi seçebileceği, tanımlayabileceği ve gönlünce yönetebileceği bir iş kimseye verilmemişti. Yeni tanrılar istemek yanlıştı, dünyaya herhangi bir şey vermeye kalkmaksa tümüyle yanlıştı! Uyanık insanları bekleyen tek ama tek bir görev vardı: kendini aramak, kendi içinde bir sağlamlığa kavuşmak, el yordamıyla kendine özgü yolda ilerlemek, yolun nereye çıkacağına aldırmamak. Bu beni derinden sarsmıştı, söz konusu yaşantının meyvesi buydu benim için. Sık sık geleceğin hayalleriyle oynamıştım, belki şair ya da peygamber, belki ressam, belki daha başka biri olarak gelecekte beni bekleyen rolleri düşlemiştim. Bütün bunlar bir hiçti. Ben şiir yazmak, vaaz vermek, resim yapmak için gelmemiştim dünyaya; ne ben ne de bir başkası öyle bir amaç için dünyada bulunuyordu. Bunların hepsi arada baş gösterip ikinci planda kalan şeylerdi. Herkes için gerçekte bir tek uğraş vardı: kendini bulmak. İnsan şairlikte, cinnette, peygamberlikte ya da canilikte alabilirdi soluğu, bu onun bileceği şey değildi, hatta bunun önemi de yoktu hiç. Onun işi, rasgele bir nitelik taşımayan kendine özgü yazgıyı ele geçirmek, bu yazgıyı tümüyle ve kesintisiz olarak sonuna dek yaşamaktı. Geri kalanı yarım sayılacak işlerdi; kaçıp kurtulma girişimleri, kitle idealine sığınmalar, uyum sağlama çabaları ve kendi iç dünyası karşısında korkuya kapılmalardı. Yeni görüntü, korkunç ve kutsal, gözlerimin önünde yükseliyordu; şimdiye dek yüzlerce kez sezilmesine, belki ikide bir dile getirilmesine karşın ancak şimdi yaşanmaktaydı. Ben fırlatıp atılmıştım doğa tarafından; bir belirsizlikten içeri, belki yeni bir şeyin, belki hiçbir şeyin kucağına savrulmuştum; alabildiğine derinliklerden bu fırlatılıp atılışın etkisini göstermesini sağlamak, onun istemini ruhumda hissetmek ve onu düpedüz kendi istemim durumuna sokmak, işte benim işim yalnızca buydu! Yalnızca bu! Şimdiye kadar çok yalnızlık tatmıştım. Şimdi daha da koyu yalnızlıklar olduğunu ve bunların elinden kaçıp kurtulmanın düşünülemeyeceğini seziyordum.
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.