Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
Héctor Abad Faciolince’den daha önce Angosta’yı okumuş ve çok beğenmiştim, Nisyan’a bayıldım! Nasıl güzel bir baba-oğul ilişkisinin, ne samimi bir anlatımı! Sıcacık aile bağları, ülkenin şiddet ve çalkantılarla dolu siyasi ve toplumsal tarihiyle ne kadar muhteşem bir şekilde bir araya getirilmiş! Nasıl hem bu kadar duygusal ve kişisel bir metin yazıp hem dramatikleştirmeden, bu kadar yakın mesafede olduğu insanı kahramanlaştırmadan, birinci elden tanıklık ettiği olayları böylesine objektif aktarmış, muazzam hakikaten! Yalın ve samimi üslup da böyle bir metne o kadar yakışmış, öyle etkileyici olmuş ki kitap boyunca sanki bir yazarın hayatını okuyormuşum gibi değil de çok sevdiğim bir arkadaşımın anılarını ondan dinliyormuşum gibi hissettim. Fakat tabii ki bir yandan da Kolombiya gibi sancılı bir siyasi tarihe sahip bir Latin Amerika ülkesinin böylesine kritik bir döneminde aktif bir rol almış bir insan hakları aktivisti ve idealist bir doktorun hikâyesini oğlundan dinlemenin büyük bir ayrıcalık olduğunu da düşündüm sık sık. Yazarın hayatındaki en önemli insan babası, onunla öyle derin ve güçlü bir sevgi bağı var ki arasında, kitap da zaten ona, adaletsiz katline, ve savunduklarına adanmış. Çocukluğunda babasıyla yaşadığı önemli anlardan başlıyor anlatmaya Faciolince; dünya görüşünün ve inançlarının şekillenmesi, eğitim hayatı, kitaplara olan tutkusu gibi tüm hayatını etkileyecek anlarla beraber de 1960’lar ve 70’ler Kolombiya’sına gidiyoruz. Böyle güvenli bir sığınaktan, kanın gövdeyi götürdüğü ve eğitimden sağlık sistemine baştan sona sistematik olarak yozlaştırılan ülkesini resmediyor arka planda da. Kendi aile fertlerinden hareketle, çok gerçekçi toplumsal analizler da paylaşıyor: dinin ve sekülerizmin, muhafazakarlık ve liberalizmin sokaktaki çatışmasının yanında, bireylerin içindeki çatışmasına öyle bir ayna tutuyor ki, insan denen toplumsal varlığın nasıl aslında grilerde gezindiğini ve kompleks olduğunu çok başarılı aktarıyor. Sonrasında, kendisini ve ailesini etkileyen kayıplarla devam ediyor, ki bunlardan biri de ülkede pek çok insan gibi siyasi bir cinayete kurban giden babası. Meslek hayatı boyunca sağlık hizmetinin eşit bir şekilde herkese ulaşmasının savaşını vermiş bir doktor olan babasının, 1980’lerde de bu kez bir insan hakları aktivisti olarak, eşitlik ve özgürlük için verdiği savaşı ve bu savaşın malûm acı sonunu anlatıyor. Anlattıklarını dokunaklı bulmamak elde değil, ölüm, yas, unutulmak/hatırlanmak, yazmanın ve kelimelerin gücüne dair düşünceleriyle sonlandırmasını da öyle. Çok ama çok beğendim.
Nisyan
NisyanHéctor Abad Faciolince · Livera Yayınevi · 202419 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.753 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.