Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

672 syf.
9/10 puan verdi
Serinin üçüncü kitabıyla beraber yepyeni bir ortama girmiş gibi hissediyorum. Geri dönenler, yeni dahil olanlar, rolü giderek azalanlar, karakter bölünmesi yaşayanlar, hayatı değişenler vb. şeklinde özetleyebilirim aslında bu cildi ama biraz detaya girmeden de olmaz. Bu sefer önce Shallan'dan başlamak istiyorum. Kendisi çok önemli bir konumda ve karakter bölünmesi yaşayanlar listesinde birinci sırada. Travmalara sahip çocuk Shallan, Jasnah'ın çırağı Shallan, Adolin'in nişanlısı, Parlayan Şövalye ve Peçe kimlikli Shallan olarak giderek daha çok parçaya bölünüyor ve her yeni parçalanmada o kimliklerin hepsi birden küçülmeye devam ediyor. Üstelik bazı parçalar da diğerlerini yok etmek istiyor. Haliyle kafası ve hisleri bir hayli karışık. Gidişine üzüldüğüm Jasnah'ın dönüşü benim bile duygularımı alt üst ettiği için Shallan'ın da onun dönüşünden sonra kafasının daha çok karışmasına şaşırmıyorum ama beni biraz endişelendirmeye başladı bu bölünmeler. İlerleyen kitaplarda vereceği kararların hangi yönde olacağını merakla bekliyorum. Kaladin, bu ciltte çok fazla bulunmuyordu o yüzden okurken biraz canım sıkıldı bu duruma fakat ikinci ciltte daha fazla rol alacağına inandığım için çok takılmamaya çalıştım. Kaladin demişken; Köprü Dört üyelerinin de kendisine özel bölümlerinin olmasını ve Kaladin'i onların gözünden okumayı pek bir sevdiğimi de söylemeden geçmeyeyim. Umarım onlarla ilgili daha fazla bölüm okuyabiliriz. Parshmenler kısmına ise hiç girmek istemiyorum çünkü orası bir hayli karışık. O konuyla ilgili kendimi tamamen sürprizlere hazırladım diyebilirim ve sanırım en çok Kaladin'in düşüncelerine güveneceğim bu konuda çünkü onları anlamaya çalışan tek kişi o gibi görünüyor. Son olarak Dalinar. Giderek Fırtınababa'dan aldığı gücü daha kontrollü kullanmaya başlaması çok etkileyici. Görülere başkalarını da getirebilmesi elini giderek daha güçlü hale getirecek diye umuyorum. Özellikle kitabın sonuna doğru tanıştığı varlık sonraki ciltte olayların daha ciddiye bineceğinin ipuçlarını vermiş oldu bize. Sabırsızlıkla bekliyorum. Genele bakarak bir yorum yapmak istediğimde ise aklıma tek bir söz geliyor o da Sokrates'in "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" sözü. Aslında giderek daha çok bilgiye sahip oluyoruz ama bu nedense hem karakterleri hem de beni giderek daha çok cahilleştiğimiz fikrine ulaştırıyor. Yol hala çok uzun ve keşfedilmesi gereken hala çok şey var.
Oathbringer - 1. Cilt
Oathbringer - 1. CiltBrandon Sanderson · Akıl Çelen Kitaplar · 202180 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.