Bahsedilmeyen GerçeklerHani derler ya, illaki kitap yazardan bir şeyler taşıyacak değil, diye... Buna pek inanmam. Her eser, muhakkak, açık ya da örtük, yazarından bir is, iz ya da yara bulaşır. İşte, açıkça yazarını anlatan bir eser: #doriangrayinportresi
Oscar Wilde'ı Lord Henry ve Düşes Gladys ağzından edebiyatçı ve sanatçı kişiliği yanında filozofça da görüyorum. Kendi çağını anlatırken Wilde, bizzat benim çağımda yaşıyormuş da insanlarımız dan, toplum ve ahlâkî yanlarından bahsediyormuş gibi hissettirdi.
Her bireyin genellemesi, içinde yaşadığı toplumundaki insanlarının toplamıdır. Nasıl ki istatistikler, kesinlik ve her ülkeye, kültüre ve her döneme uyarlanamazsa ve devamlı değişirse, genellemeler de öyledir.
Kitapta kadın erkek farklarına, sanatçı ile sanatçı olmayanların kıyasına, aşkın ne olup ne olmadığına, sanılar ile gerçeklerin nasıl iç içe geçmiş olduğuna, düş ile gerçeğin durması gerektiği noktalara, bazı duaların sadece dilde kalmasına, ölümsüzlük hırsının sonuçlarına, riskin ve geçiciliğin heyecanına, korku ve iyiliğin kardeşliğine, insanın doğuştan getirdiği iyilik ve kötülüğe ile bunun yaşam boyunca seçimlerden nasıl etkilendiğine, güzele olan sevdanın saflığı kirletmesine, sanat ve modanın mutluluk değil de özenti ile dikkat çekme üzerine kurulu oluşuna, mutluluk ile mutsuzluğun aynı kaynakta olduğuna, etkilemenin her hâlükarda zarar verdiğine ve bireyin kendileşmesinden uzaklaştırdığına vb. birçok konuya değinilmiştir.
Düşünmenin özgürlüğüne çarpıcı bir örnek eser. Ve nasıl da dışarıdan etkiye açık ve hassas olduğuna... Kitabın orijinal hâlinden çıkartılmış metinlerin olduğu aşikâr, Basil, Gray ve diğer genç erkeklerin hâl ve tavırları arada kesintiye uğruyor ve havada kalıyor malum. Homoseksüellik ve aşkın cinsel temassız da olsa yaşadığı bir toplum.
Felsefî (nihilist, natüralist), gotik, psikolojik ve sosyolojik inceleme yapabildiğiniz çarpıcı bir eser... Ön yargısız ve geniş bakabilenlere tavsiyedir.
...