Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aziz Nesin - Şimdiki Çocuklar Harika
BU KİTABIN YAZARDAN OKURLARINA İKİNCİ MEKTUP Sevgili okurlarım! Yaşlarınız küçük diye hiçbir gerçeğin sizlerden saklı kalmasından yana değilim. Büyüklerin kendi aralarında konuşup tartıştıkları her konu, sizlere de anlatılmalıdır. Hatta dünyanın karmaşık politika sorunlarını da, cinsel sorunları da öğrenmelisiniz. Çocukların anlayamayacakları hiçbir sorun yoktur. Olsa olsa, dinleyenlerin yaşlarına göre, konuların anlatılış biçimi değişebilir. Diyelim kırk yaşında insanlar, herhangi bir konuyu, kendi aralarında konuştukları biçimde, oniki yaşında çocuklara da anlatmaya kalkarlarsa, çocuklar bundan elbet bişey anlamazlar. Ama bu konunun, oniki yaşında çocukların da anlayacakları biçimde bir anlatılışı vardır. Sizlere çoktanberi bu romana değgin bir gerçeği anlatmak istiyordum. Ama uygun bir anlatım biçimi bulamıyordum. Anlatmak istediğim şuydu: Okuduğunuz bu roman, bir bankanın açtığı çocuk romanı yarışmasına katılmıştı. Yarışmada, birincilik, ikincilik üçüncülük derecelerinden başka beş de mansiyon vardı. Bu roman hiçbir dereceye giremedi. Neden yarışmada hiçbir derece alamadı? Önüme çıkan bir olay, işte bu nedeni bana açıklama fırsatı verdi. 1975 yılında altmış yaşıma basmıştım. Kitaplarımı çıkaran bir yayınevi, altmışıncı yaşım için bir tören düzenlenmişti. Bu törendeki konuşmacılardan yazar Onat Kutlar, bana değgin anılarını anlatmıştı. Anıları arasında, Şimdiki Çocuklar Harika'nın neden yarışmayı kazanamadığını da açıklamış oldu. Bu anısını anlatıncaya dek, Onat Kutlar'ın o roman yarışmasının ilk seçiciler kurulu üyesi olduğunu bile bilmiyordum. Onat Kutlar'ın, altmışıncı yaşgünüm toplantısında anlattığı anısını buraya aktarıyorum. Siz bu anıyı okuyunca, Şimdiki Çocuklar Harika'nın neden çocuk romanları yarışmasında kazanamadığını öğrenmiş olacaksınız. Öğreneceksiniz de ne olacak? Kendi kendinize bundan bir ders çıkaracaksınız. Çıkaracağınız ders, sanırım şudur: Şimdiki Çocuklar Harika adlı bu romanın yarışmayı kazanamayışını haklı buluyorsanız, büyüyünce, siz de böyle yapacak, böyle davranacaksınız. Haklı bulmuyorsanız, böyle haksızlıkları yapmamaya ve kendinize de yaptırmamaya çalışacaksınız. Ancak bu romanın altıncı basımına ekleyebildiğim bu açıklamanın amacı, kendinize işte böyle bir ders çıkarmanızdır. Şimdi de, Onat Kutlar'ın sözügeçen konuşmasını okuyalım: Sayın Konuklar, Sayın Aziz Nesin'i sadece birkaç yıl önce şahsen tanımak olanağını bulduğum halde, onun altmışıncı doğum yıldönümünde konuşma onurunun bana verilmesi güzel bir sürpriz oldu. Aziz Nesin sadece Türk yazınının halkımızla en geniş ölçüde diyalog kurabilen büyük bir adı olmakla kalmayıp, Nasreddin Hoca'nın ülkesinin gülen ve düşünen yüzünü bütün dünyaya tanıtan sanatçımızdır. İzninizle ben bugün Aziz Nesin'le ilgili, belki onun da bilmediği ama merak ettiği olayı, bir anıyı anlatacağım sizlere: 1963 veya 1964 yılıydı sanırım. Yazıişleri sekreteri olarak çalıştığım Doğan Kardeş Dergisi bir -Çocuk Romanı Yarışması- düzenlemişti. Türk yazarlarının ihmal edilmiş bulunan Çocuk Edebiyatı alanına eğilmesini sağlayacak böyle bir girişimi sevinçle karşıladım. Derginin Genel Yayın Müdürü Vedat N. Tör bu konuyla benim ilgilenmemi istedi. Jüride yer alacak yazarların bir bölümünü ben önerdim. İlk elemeyi Ahmet Kutsi Tecer ve ben yapacaktık. Ödülleri ise Tahir Alangu, Rauf Mutluay, Behçet Necatigil, Memet Fuat ve Ahmet K. Tecer'den oluşan bir jüri kararlaştıracaktı. Yarışma ilan edilince yapıtlar yağmaya başladı. Yüzden fazla roman katıldı yarışmaya. Zarflar rumuzluydu. Yapıtların kime ait olduğunu ancak sonuçlar açıklanınca öğrenecektik. Başlangıçta keyifli sonra yorucu gelmeye başlayan bir işe koyulmuş oldum. Genellikle çok amatör, çırpıştırılmış, çocukların dünyasından çok kendi çocukluklarını anlatan başarısız müsveddelerdi. Arada sırada usta işi bazı yapıtlara rastlıyor, ferahlıyordum. O sırada oğlum henüz pek küçüktü ama ben gene de daha nesnel olabilmek için yapıtları evde yüksek sesle yakınlarıma okuyordum. Bir gün sıra, iki çocuğun mektuplaşmalarını anlatan bir yapıta geldi. Başlığı, şimdi basılan kitaptan değişik miydi pek bilemiyorum. Ama daha ilk sayfada karımın ve benim yüzlerimizin içten bir gülüşle aydınlandığını çok iyi hatırlıyorum. Çocuğa hayaller vermek yerine, onların gözüyle gerçek dünyamızı yansıtan üstelik bunu çarpıcı bir mizah ve eleştiriyle yapan bu kitap küçük bir başeserdi. Sayfaları ilerledikçe sesli okuma imkansız hale geliyordu. Karım ve ben kimi yerlerde gülmekten kırılıyorduk. Son sayfalara geldiğimde kendi kendime bir tahminde bulundum. Büyüklerin dünyasını, ikiyüzlülüklerini, yalanlarını, toplumdaki haksızlıkları, eğitim alanındaki saçmalıkları çocuk gözüyle veren bu yapıt mutlaka ödülü kazanacaktı. Yazarının Aziz Nesin olduğunu hemen anlamıştım. Ama beni heyecanlandıran Aziz Nesin ismi değildi. Çünkü az çok tahmin ediyordum ki katılanlar arasında başka ünlü yazarlarımız da vardı. Ama bu kitap kendi başına bir özgünlüğe ve değere sahipti. İlk elemeden 18 yapıt geçti. Ve jüri ilk toplantısını yaptı. Bu ilk toplantıya favori kitabımın nasıl tepkiler uyandıracağını görmek için izleyici olarak katıldım. Ancak daha ilk konuşmalarda beni hayal kırıklığına uğratan bir yargıyla karşılaştım. Jüri, Aziz Nesin'in yapıtını daha ilk turlarda elemeye kararlıydı. Dördü aynı zamanda öğretmen olan jüri üyelerinin çoğunluğu kesin yargılarla kitabı eleştiriyorlar, eğitsel yönden hatalı, öğretmenleri küçük düşürücü buluyorlardı. Hepsini, öğretmen oluşlarının çok ötesinde birer yazar olarak sevdiğim, değer verdiğim bu kişilerin tavrını şaşkınlıkla izledim. Ödüller başka romanlara verildi ve ben o toplantıdan ayrılırken Aziz Nesin'in çocuk kahramanlarının ne kadar haklı olduklarını düşünüyordum. Bana kalırsa bu kitap öğretmenleri gülünç duruma düşürmek şöyle dursun, eğitimdeki aksaklıkları göstererek toplumumuzu gülünç olmaktan kurtarıyordu. Büyük Bulgar sinema sanatçısı ve mizahçısı Todor Dinov'un sık sık hatırladığım bir sözü var. İlk kez Türkiye'ye Sinematek'in konuğu olarak geldiğinde Türk mizahçılarına şu mesajla seslenmişti: -Mizah, dünyamızı gülünç olmaktan kurtarır. Haksızlıklar, çirkinlikler, baskılar içindeki ülkemizi gülünç olmaktan kurtaran değerli sanatçımızın daha nice yıllar doğum yıldönümlerini birlikte kutlamak dileğiyle saygılar sunarım
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.