Gönderi

Benim ihtiyar kefaletimi ödememekle çok iyi bir iş yapmıştı. Winson Green'den çıktıktan sonra tekrar hapse girmeyi istememe olanak yoktu, zaten bir daha da girmedim. Nezarethaneye girdim, evet, ama hapishaneye asla. Şunu da söylemeliyim, birkaç defasında ucundan döndüğüm de oldu. Hapiste yatmış olduğum gerçeğinden gurur duymuyorum, ama bu da hayatımın bir parçası. Bu nedenle asla yaşanmamış gibi davranmıyorum. Eğer içeride o altı haftayı geçirmeseydim kimbilir başıma hangi pislikler gelecekti. Belki de tıpkı Lodge Caddesi'ndeki elma aşırma ortağım Pat gibi olacaktım. Gittikçe daha da büyük işlere bulaştı. Gerçekten çok kötü tiplerle iş çevirmeye başladı. Sanırım uyuşturucu işiydi. Detayları hiçbir zaman bilmedim, çünkü hiç sormadım. Hapisten çıktıktan sonra Pat'le bağlarımı kopardım, çünkü artık tehlikeli işlere girmek istemiyordum. Ama ara sıra karşılaşır ve birlikte bir şeyler içerdik. Aslında iyi birisiydi. İnsanlar başkalarını yargılama konusunda nedense çok aceleciler, ama Patrick Murphy iyi biriydi. Birkaç yanlış tercih yapmıştı ve artık iş işten geçmişti. Sonunda işbirliği yaptı. Bu şu demek: Suça bulaşmış daha önemli birini gammazlayarak ceza indirimi alırsın. Hapisten çıktığında sana yeni bir kimlik verirler. Yaşaman için en ücra köşelerden birine yollarlar. Pat yirmi dört saat polis koruması altındaydı. Ama yıllarca hapisten çıkmasını bekledikten sonra karısı tükendi ve boşanmak istedi. Pat ise garaja gitti, arabasını çalıştırdı, egzoza bir hortum taktı ve hortumu arabanın penceresinden içeri soktu. Ardından içeri girdi ve karbonmonoksidin onu öldürmesini bekledi. Daha otuzlarının başındaydı. Duyduğumda kız kardeşi Mary'yi aradım ve kendini öldürdüğünde kafasının iyi olup olmadığını sordum. Hiçbir şey bulamadıklarını söyledi; tamamen ayıkmış.
Sayfa 63 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.