Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Tuhaf Bir Kadın - Leyla Erbil
Uzun zamandır Türk bir yazar okumadığımı fark edince Leyla Erbil'e sığındım. Bu kadar az kelimeyle bu kadar çok şey anlatılan cümleler ve yadırganamaz derecedeki akıcılığıyla kitap beni hemen kendisine bağladı. Kitapta geçen zamana dair kısa bir araştırma yapmayı öneriyorum öncesinde. Ki; denizcilik terimleriyle ilgili de bilmediğim çok cümle vardı. Eminim yeterli birikime sahip olsam bazı bölümlerden daha çok keyif alırdım. Leyla Erbil önce ana karakterimizin, sonra da ailesinin dilinden yazmış kitabı. Ki ana karakterimiz Nermin; sahiden çok ilginç. Çünkü büyüdüğü şartlara baktığımızda, babası, annesi, oturduğu mahalle verdiği savaş, evlendiği adam. Kitabın ilk bölümü dönemin sözde 'sanatçı'/aydın kesimine eleştiride bulunurken, dönemin kadınlarının karşılaştıklarıyla ilgili de sağlam eleştirilerde bulunuyor. Hayatım boyunca hep apolitik biri olduğumu düşünmekle birlikte hem politika hem de tarih meselelerine oldukça yabancı bir yerden baktım. Gel gelelim yaşadığımız topraklar en apolitik kesimi bile dibine kadar politik yaşıyor. Tüm bu konuyla ilgili bilişsel uyuşmazlıklarımı, kanayan yaralarımı gördüm kitapta. "Haksızlıklara karşı intikam duygusuna kapılmamak bir marifet midir?" Marifet mi sahiden bazı şeylerden uzak durmak, öfkelenmeyebilmek? Üzerinizde yaşadığınız topraklarda olanlar yüzünden adım atmadan durabileceğiniz bir yerden seyretmek? Öteyandan Erbil, tamamen 'tanık' durumunda olarak, çok bıçaksırtı değerlere bile dokunuyor: "'Atatürk' dedim çıkarken 'bizi rahat bırakacaksınız diye size genelevler açtı ama cebinize oraya gidecek parayı koymayı unuttu." Sonra 'Baba' bölümüne geliyoruz. Nermin karakterinin savunduğu topluluğu böyle uzaktan savunan filan değil, bizzat içinde olan bir adam baba. Ama öyle içinde de değil, bir başka içinde işte: "Dünyaya suçlu gerek!" "Kimdi ağzına yüzüne bulaştırmadan beceren yaşamayı, kimdi, siz mi ha?" O kadar gerçek bir yerden ki bu cümleler, o kadar net ve keskin. Burada beni kitabın en çok etkileyen iki bölümünden birine geliyoruz. Nermin'in ölüm döşeğindeki babası, onlar için (!) oy vermeye gidiyor. Nermin, bizim için gitti diyor en azından ama, ölüm döşeğindeki bir 'işçi' kim için oy vermeye gider bilmiyorum. Nermin: "Kendine oy ver baba! Sen işçisin!" diyor. Oysa Leyla Erbil'in kalemiyle 'işçi' bile öyle uzaktan bir bakış ki. Ameleyiz diyor babası ve 'kendini' arıyor oy pusulasında. "Kimi arayacağım! Amele resmi arıyorum! Bana benzeyen kimse yok ki burada!" Toplumun, sözde bir kesimini savunan siyasi partilerin bile savunduğu kesimden uzak olması gerçeği vurdu beni. Sahi, ihtiyaç sahibini savunan hiçbir siyasetçi de ihtiyaç sahibine benzemez zaten, benzeyemez. Siyasetin mayasında bu yok. O siyasilere ihtiyaç duyan halkın da derdi siyaset değildir. Herkes birilerine oy verir, kimse kendine oy veremez. Kitabın son bölümüne geldiğimizde ise bütün 'burjuvazi' tarafını reddererek, halka inmeye değil halka ÇIKMAYA çalışan Nermin, bunu kendi diliyle yapıyor, kendi dilini reddettiğini söylüyor ama bir insanın kuyruklu piyanosu evinin bahçesinde dururken kimse halk olamıyor işte. Halkın derdi de bunlar değil zaten. Halk'ı anlayan halk olamıyor belki de. Nermin siyasetin içinde evet ama birleşmek istediği halk oy pusulasında asla çıkmayacak olan kendi resimlerini ararlardı şayet eğer zaten dertleri oy vermek olsaydı.. Nermin'in eşi Bedri'yle bir kavgaları var kitabın sonlarına doğru. "Sen insanla ilgili ne biliyorsun? İstanbul'dan dışarıya adımını mı attın, gittiğin Avrupa seyahatlerinde mi öğrendin insanları?!" cümlesiyle başlayan. Bundan sonrası, benim her Marx'ı dinlediğimde: "E proleterya çıksın ayaklansın o zaman, hodri meydan ama ne zaman?" dediğim o cümleye çıkıyor. Ben ne Bedri'yi ne Nermin'i haksız göremiyorum. Hep yaşadığım durumlara maruz kalmak yerine tanık olabileceğim bir yerde durmayı seçmeye çalıştım ama biliyorum insanın maruz kaldığı anda nasıl öfkelendiğini. Çünkü yaşadığımız topraklarda aksi imkansız gibi.. Mustafa Suphi bölümü için kaleme alınmış olduğunu tahmin ettiğim bu kitap, bitmemiş, bitirilmemiş daha doğrusu ama çok güzel bitmiş. Okuyun, okutturun diyorum. Bir çırpıda bitiyor zaten kitap.
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir KadınLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,939 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.