Gönderi

Denizin Temizlikçisi Midye
Burada ne işim var, bilmiyorum. Burası gıdalara ayrılmış bir bölüm değil mi? Ben gıda değilim. İşi gücü başından aşkın bir deniz canlısıyım. Adım midye. Ben denizlerin temizlik işçisiyim. Bir nevi su arıtma cihazıyım. Ortalığın silip süpüreni, denizi diğer deniz canlıları için yaşanılır hâle getirmeye çalışanıyım. Herkes benim kirli suları çok sevdiğimi, o yüzden oralarda daha çok yaşadığımı söylüyor. Yok efendim, kiri pisliği sevdiğimden değil. Temizlikten sorumluyum dedim ya. Sudaki kiri, pisliği, ağır metali süzerek hem kendi beslenmemi sağlıyor hem suyu filtrelemiş oluyorum. Hâliyle kirli sularda, özellikle şehre yakın, lağım bağlantılı, çamurlu yerlerde daha çok bulunuyorum. İki sert kabuk arasında yaşayan omurgasız bir varlığım. Küçük antenimsi ayaklarımla yüzeylere tutunur, temizlik işim bitince de oradan ayrılırım. İnsanların sofrasına nasıl düştüğümü sormayın. Yenilir yutulur hâlim yok hâlbuki. Neymiş protein ve mineral bakımından zenginmişim. Farkında mısınız bilmem ama hayvanlar âleminin tamamı proteindir. Her proteinden zengin olanı besin diye görüp yiyecekseniz! Hamamböceğinden ormandaki tilkiye kadar hepimiz proteinli yapıdayız. Bilimsel açıdan hayvanlar âlemi grubunda yer alan siz insanlar da proteinli yapıdasınız. Yani protein bizim temel yapı malzememiz. Yalnız bazılarımız fıtraten insan gıdası olmaya müsaitiz ve açıkçası ben onlardan değilim. Uzak doğunun masa hariç bütün ayaklı varlıkları yemek olarak görme kültürüne pek heves etmeyin bence. Diyorum, diyorum da deniz ürünü olarak balıktan sonra en çok ben yeniliyorum. Beni topluyorlar, kabuklarımı görünen kirlerden uzaklaştırıyorlar. İçimi açıp pirinçli baharatlı bir karışımla doldurup tekrar kapatıyor ve pişiriyorlar. Kimi de direkt suda haşlayıp limon sıkıp yiyor fakat araştırmalar, hiç de yenecek bir tarafımın olmadığını söylüyor. Öncelikle ben, işim gereği mikrobiyolojik açıdan hiç güvenli değilim. Bedenimde insanları zehirleyecek patojen bakterilerle yaşarım. Üstelik avlanır avlanmaz bozulmaya başlar, bu bakteriler tarafından istila edilirim. Pişirmeyle kurtulamazsınız onlardan. Zaten beni o kadar temiz şartlarda pişiren de yok. Çiftliklerde de yetiştiriliyorum artık. Hasattan önce bizi temiz suya koyuyorlar ki o suyu süzerek temizlenelim. Fakat depurasyon dedikleri bu son dakika temizliği, hâlihazırda bakterilerle hemhâl olmuş bedenimi ne kadar temizler sizce? Midye dolmalar üzerine yapılan araştırmaların tamamına yakınında bakteriyel kontaminasyon bulundu. Bazılarında bulaşma oranı hastalık yapıcı seviyenin çok çok üstünde. Çünkü soğuk satılan midye dolma, pirinçler sertleştiği için pek sevilmiyor. Ortam sıcaklığına maruz bırakmak da bakteri istilasına davet çıkarıyor. Ancak ve ancak yeni pişirilmiş taze ve sıcak midye dolma belki güvenli olabilir ki o da temiz bir ortamda, hijyen kurallarına dikkat edilerek üretilirse… İstanbul’da 19 ayrı seyyar satıcı ve şarküteriden alınan donuk veya taze midye dolmaların tamamının mikrobiyolojik kalitesi bozuk çıktı. Midyeler üzerinde yapılan araştırmaların hemen hepsi aynı sonuçları verdi. Belki bugün az bakterili olanına denk geldiniz; ama yarınki midye ziyafetinizde o kadar şanslı olmayabilirsiniz. İyisi mi, siz bizi kendi hâlimize bırakın. Denizde size uygun çok güzel balıklar var. Biz de onlar daha güzel yaşasın, daha çok çoğalsın da siz insanları gıdalandırsın diye canla başla suları temizlemeye çalışıyoruz. Malûmunuz sular artık çok kirli, o yüzden işimiz çok.
İnsan ve Hayat - Sayı 168 (Şubat 2024)
İnsan ve Hayat - Sayı 168 (Şubat 2024)
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.