Gönderi

●●● Ne yazsam eksik kalacaktı. Ne yazsam burada eğreti duracaktı.. birşeyler yazmadım, yazamadım. Ruhum kaç zamandır yerinde değil. Bu adeta yok gibi yaşamak,hayatı yeniden etraflıca sorgulamak. Ne hissediyorum diye içime dönünce gördüğüm yalnızca derin bir sızı... Ruhum titrek eli ayağı birbirine dolanmış. Kalleşçe, ahlakı olmayan bir savaşın karşısında donakalmış. Ömrümün hiç bir anında hissetmediğim şeyler hissediyorum. Hiç bir anında çaresiz kalmadığım kadar çaresizim. Gördüğüm kareler geçiyor gözlerimin önünden. O minicik çocuklar anneler, çaresi babalar.. Ve sesler kulagımda yankılanıyor... Sağır edici sesler.. Sık sık irkiliyorum,uykularımdan uyanıyorum. Bundan öncesi dinlediğim hiçbir müzikten zevk almıyorum. O dertler karşısında bizim tüm dertlerimizin bir anda bitiverdiğini görüyorum. Sadece çoğalmak istiyorum.. Delice ve hızla çoğalmak... Benden binlerce , milyonlarca olsun istiyorum. O binlerce benle el ele verip gidelim, koşan şahlanan atlarla gidelim. Yaralanan her bir çocuğu daha ne olduğunu anlamadan, göz açıp kapayıncaya kadar sarıp sarmalayıvereyim. Yada vücudum öyle büyük, öyle sağlam olsun ki koskocaman şehrin semalarına gerileyim... Ama olmuyor Ellerim kısacık yetişmiyor. Vücudumun kapladığı alan minicik, genişlemiyor. Tamda çaresizim, yetersizim dediğim anda bir beyit aklıma geliyor. • "Ağlayın su yükselsin Belki kurtulur gemi" Ağlıyorum sonra, hüngür hüngür ağlıyorum.. Su yükselmiyor Gemi kurtulmuyor.. Hiçbirşey değişmiyor Hiçbir şeyi değiştiremiyorum, gücüm yetmiyor. Sonra bir söz aklıma geliyor • "Bizler yıkım görürüz, Allah inşâ ediyordur.. Bizler hezîmet görürüz , Allah muzaffer kılıyordur" İçim bir nebze olsun rahatlıyor. Değil mi ki; • "Yarınlar en az bugün kü kadar Allah'ındır. Bugün de Allah'ındır, en az dünkü kadar." O halde olmuş olanda hayır vardır deyip, takır tukur çaldığım hikmetler kapısının tokmağını yavaşça bırakarak o kısmı Yaratan'a bırakıyorum.. Tıpkı beni yarattığı gibi onlarıda Yaratan'a Sonra hemen kendime dönüyorum. Ben neresindeyim bu zulmün? ● "Pasif iyi, aktif kötünün yardımcısıdır" Aman ya Rabbi bu nasıl bir sözdür ki tüm ömrümü zulme ortak kılıveriyor bir anda.. ● "Hiç birşey yapmamak, şerre hizmet etmektir" Aman Ya Rabbi ben ne yapıyorum burada... Hemen bir şeyler yapmalıyım, koşturmalıyım, heyecanımı hiç kaybetmeden. anlatmalıyım çevreme insanlara, her kime dokuna biliyorsa dokunmalı yüreğim. her kime ulaşabiliyorsam ulaşmalıyım. Ben böyle yerimde durmamalıyım. Evet ey kardeşlerim. buraya kadar yazdıklarım bir yol ayrımına getirmeli hepimizi. Hak ve batılın yol ayrımına. Belki de herkesin hissettiği şeylerdi bunlar, Belki de dile dökemediklerinizdi... dile döküldü şimdi bakın.. dile döküldü ve somutlaştı bir anda . O halde kader vukû bulmalı, Pasif kalarak, daima aktif olan kötülere karşı yardımcı olmamalıyız. Hiçbirşey yapmayarak şerre hizmet etmemeliyiz. Peki nereden başlamalıyız. • 1- Bu gördüğümüz hâdiseler bizi yeniden İslam'a çağırmalı. evvela yeniden müslümanlığımızı gözden geçirmeliyiz. Unutmamalıyız ki Zulmün karşısında en ağır silahımız sinelerimizdeki imandır. Bu süreçte ibadetlerimizi gözden geçirmeli, yapmıyorsak derhal vakit kaybetmeden yapmaya başlamalıyız. Eğer yapıyorsak daha içten ve samimi olmaya özen göstermeli, farzlarımıza nafileleri, sünnetleri eklemeliyiz. • 2- Heyecanımızı yitirmemeliyiz. Eğer heyecanımızı yitirirsek herşeyimizi yitirmiş oluruz. bunu diri tutmak içinde sürekli bu davaya gönül vermiş kimselerle birlikte olmaya özen göstermeli etrafımızda böyle kimseler yoksa internette kurulan gruplara katılmalı sosyal medyadan bunlar için canla başla savaşanları takip etmeliyiz. • 3-Öleceğimizi bilsek de boykot ürünlerinin en küçüğünden büyüğüne hiç birine yaklaşmamalıyız. Boykotu artık bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Birgün bunların hepsi bittiğinde bu ürünleri yeniden almaya baslamamalı. Ömürümüz boyuncave nesiller boyu boykotumuzu devam ettirmeliyiz. Marketlerde Mağazalarda minicik çocuklarımıza dahi boykotlu ürünler olduğunu söyleyip kalp kırmadan incelik ve nezâketle, uyarımızı yapmalıyız. • 4-Filistin Meselesi, Kudüs meselesi yalnızca arapların değil tüm Müslümanların meselesidir.. hatta öyle ki yapılan bu zulümler sonunda, tüm insanlığın meselesidir. Bu konuda bilgisizce, cahilce konuşup kendimizi komik duruma düşürmemeliyiz. • 5- Araştırmalıyız, soruşturmalıyız.Konu hakkında kitaplar okumalıyız. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığında hayat olmaz. Bir an evvel bilinçlenmeliyiz. • 6-Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamalı, herşeyin ve her gücün üzerinde Allah'ın gücünün ve planının olduğunu unutmamalıyız. • 7- Dua etmeyi bir an bile bırakmamalıyız. "Ve Allah, eşsiz bir şanlı zafer ile sana yardım etsin. İmanlarına iman katsınlar diye inananların kalplerine o güveni indiren O’dur. Öyle ya, Allah’ındır bütün o göklerin ve yerin orduları. Allah herşeyi bilendir, hikmet sahibidir." Fetih Suresi: 3-4 //Vera
··
182 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.