Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

249 syf.
·
Puan vermedi
GÖLGE KADINLAR / STEFAN ZWEİG Bir Zweig kitabını markette indirimde görünce almadan duramadım, üstelik daha önce ismini bilmediğim bir kitaptı. Zweig, psikolojiye ilgisi ve Freud hayranlığı yüzünden eserlerinde psikolojik tahliller, iç hesaplaşmalar özellikle "trajedi", "drama", "melankoli" ve "teslimiyet" kavramlarını ağırlıklı olarak kullansa da onun yazdıkları benim zihnimi dinlendirme kitaplarım. O yüzdende fazla gecikmeden okudum. Yorumu da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için şimdi paylaşıyorum. Arka kapakta; "Stefan Zweig’dan dört kısa roman; “yaşadım” diyebilmek, delice bir tutkunun damarlarında dolaştığını hissedebilmek için bütün bir yaşamlarını ateşe veren dört kadın… Yaşamın o tutkulu özüyle dolu tek bir an için her şeyi göze alan kadınlar…" diyor. Bu dört kısa roman; Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Çöküşün Öyküsü ve Korku. Aslında Bir Çöküşün Öyküsü dışında diğerlerini okumuştum, o da okuma listemdeydi. Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat; bir kadının hayatını tümüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatıyor. Tutkuyla içgüdülerinin peşine özgürce takılan bir kadının kısa ama yoğun hikayesi. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu; Ünlü yazar R, 41. yaş gününde posta kutusunda ismi ve göndereni belli olmayan bir mektup alır. Merak eder ve okumaya başlar. ️ Mektup ''Sana, beni hiç tanımamış olan sana.'' diye başlar. Bu mektup, çocukluğundan beri aşık olduğu bir adama, kadın tarafından yazılan ve bu aşkın hikayesinin anlatıldığı bir mektuptur. Aşk hikayesi ile birlikte hem kadının hayatının akışını, hem yazar R.'nin hayatının akışını öğreniyoruz. Bir Çöküşün Öyküsü; Bir kadının son derece çarpıcı çöküşünü anlatıyor. Bu öykü, Fransa'da XV. Louis döneminde sarayda oldukça etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek hayat hikayesine dayanır. Çevrilen entrikalar ile yapılan dedikodular sonucu Madame de Prie, Kral'ın gözünden düşer ve Normandiya'ya sürgüne gönderilir. İktidar sahibi olarak ilgi odağı olduğu eğlenceli ve hareketli saray ve Paris günleri sona ermiştir. Bu sürgünün ne kadar süreceği, bitip bitmeyeceği belli değildir. Öykü hem iktidar sahibi bir kişinin yetkisini kaybetmesini, hem de hırslı bir kadının çöküşünü anlatıyor. Korku; Varlıklı, huzurlu ama tekdüze olan hayatına renk katmak için bir piyanistle kocasına ihanet eden Irene, durumu bilen bir kadın tarafından şantaja maruz kalır ve rezil olma, dışlanma, ailesini kaybetme korkuları yaşar. Bence bu hikayede acı olan taraf, bir kadına bu korkuları yaşatanın hemcinsi olması. Zweig , bir Freud hayranı olarak tarzından şaşmıyor, psikolojik gözlemler ve söylemler yapıyor. Çok iyi analizler yapmış ve bunu sizi fazla bunaltmadan , hikayenin içine çekerek , düşündürterek, iç hesaplaşmalarla , empati yaptırarak, meraklandırarak okutturuyor. Ayrıca Zweig, erkek bir yazar olarak kadınları nasıl bu kadar içselleştirebilmiş merak ediyorum. Bir kadının ruhunu, isteklerini, olaylara bakış açısını, eksikliklerini, tutkularını nasıl bu kadar iyi anlatabilmiş? Üstelik farklı yaş dönemlerinde, toplumun değişik kesimlerindeki kadınlar bunlar. Eğer içindeki öyküleri okumadıysanız, bu kitap ile eksiğinizi tamamlayabilir, bir taşla dört kuş vurabilirsiniz. Tüm Zweig eserleri gibi okunmalı, kısa bir zamanda okuyacak ama uzun süre etkisinde kalacağınız, unutamayacaklarınız arasında olacak bir eser. Başka bir yorumda buluşana kadar kitapla kalın.
Gölge Kadınlar
Gölge KadınlarStefan Zweig · Doğan Kitap · 2019287 okunma
·
1 artı 1'leme
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.