Gönderi

424 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Sevgisiz Büyüyen Tüm Çocuklara
İnsanın kendini değiştirebilmesi her zaman büyük bir devrim niteliğindedir . Devrimler aniden olur gibi görünse de , aslında ortaya çıkışından çok önce başlar hazırlıklar . Öyle yavaş , öyle derinden gider ki her şey , yeraltında faaliyet gösteren gizli örgütler gibi , insanın kendinden bile gizlenirler . Kimseler fark etmeden için için kaynamaya başlayan bir yanardağ gibidir o . Lavlar püskürmeye başladığında artık hareket kendini tamamlamış ve tanımlamıştır . Ne mutlu o devrimi kendi hayatında yapabilenlere..” Gülseren Budayıcıoğlu İlk defa Gülseren Budayıcıoğlu ‘nun bir kitabını okuyorum . Kitap Ayşa ve Ali’nin hikayesini anlatıyor . Ayşa küçükken öz babası bildiği adam tarafından istismara uğramış bir kız çocuğu . Ben de aynı tepkiyi verdim okurken , nasıl olabilir dedim , insan nasıl bu kadar haysiyet yoksunu olur . Biraz ağladım biraz içim almadı olayları . İşin en yıpratıcı kısmı ise annesinin öğrendiği anlarda kızını suçlaması ve kızına çöp muamelesi göstermesi . Bu durum çoğu zaman kitabı bitirmeden bırakma isteği oluşturdu en başlarda bende . Sonradan öğrendik ne annesi ne babası öz değilmiş Ayşa’nın . Teyzesi bildiği kadın Ayşa’yı kendi kardeşine evlatlık vermiş ve asla umursamamış başına gelenleri . Ayşa o kadar küçük ki bu istismar olayında anlayamıyor başına gelenleri . Yanlış olan bir şeylerin farkında , bu yanlışlık hissi bir taş gibi oturuyor içine ve kendini kuşlara benzeterek hafifletebilmek için yüreğindeki taşı , durmaksızın dönüyor . Ali ise bu hikayenin babası tarafından sürekli şiddet gören çocuğu . Daha çok küçük belki ama yüreği kocaman . Babası ise insan denemeyecek kadar zalim ve acımasız . Hem eşini hem de Ali’nin kardeşini durmaksızın dövüyor ve Ali de küçücük yaşına aldırmaksızın her dayakta annesi ve kardeşini korumak için kendisini bile isteye babasının önüne atıyor . Bu iki çocuk , ikisi de o kadar sevgisiz ki ağlamadan okumak imkansız onların hayatını . Bir şekilde daha çocukken tanışıyorlar ve arkadaş oluyorlar . Ali Ayşa’ ya anlatıyor yaralarını , Ayşa da ona . İkisi de hem anlatıyor hem ağlıyorlar . Bu kitap iki çocuğun hayatını anlatıyor aslında . Ne anneleri ne de babalarının sahip çıkmadığı , sevgisizlikle zehirlenip hayatın hep acımasız tarafına denk gelmiş iki küçük çocuk . Ülkemizdeki anne baba olmak nedir bilmeyen insanları , sevgisiz büyüyen çocukların hayatları boyunca kendilerini eksik saymalarını , ailesinin sevip saymadığı çocuğun kendini hep değersiz görüşünü çok net anlıyoruz bu kitapta . Kendi yetersizliğine inandırılmış çocuklar yetişkin olunca da hiçbir şeyin iyisine layık görmüyorlar kendilerini ve oradan oraya savruluyorlar . En başta gerçekten ön yargılıydım yaşanan acıların bu kadar ulu orta kitaba dökülmesine ama sonra anladım ki bir yerlerde çocuklar sessiz savaşlar veriyorlar, bir yerlerde kız çocukları istismara uğruyor , çocuklar öldüresiye dayak yiyor bu ülkede . Anlatmak ve sesini duyurmamız gereken ne çok çocuk , ne çok insan var . Gülseren Hanım bu olayları nasıl dinleyebildi bilmiyorum ama ben okurken çok ağladım , sahiden çok yıprandım ama iyi ki okumuşum diyorum . Ayşa ve Ali kim bilmiyorum ama umarım bu hayatta gerçekten mutlu oldukları günler olmuştur . Şimdiden herkese iyi okumalar diliyorum .
Kırmızı Pelerin
Kırmızı PelerinGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,878 okunma
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.