Spinoza Ethika adlı eserinin Tanrı Hakkındaki bölümünün Tanım 7’inde özgürlüğü şu şekilde açıklar: “ Sırf kendi doğasının zorunluluğu ile var olan ve etkinliği yalnız kendisiyle gerektirilmiş bulunan şeye özgür diyorum.”(Spinoza;2014: 28).
Spinoza’nın özgürlük kavramını açımlandırması da töz kavramı ve modus kavramı etrafında tanımlanır. Başka bir şey tarafından var olan, özü kendisinden, kendi nedeninden çıkmayan, sonlu olan, başka bir şey tarafından belirlenene ise
kısıtlı der. Spinoza, özgürlük tanımına karşılık sınırlı olanı ise, kendisiyle aynı tabiatta olup başka bir şeyle sınırlanabilen bir şeye kendi cinsinde sonlu olarak tanımlar. Yani sınırlı olan, kendi kendisinin nedeni olmayan, başka şey tarafından
meydana getirilen, özü varlığı kuşatmayan sonlu varlıktır. Töz ise bunun tersine sonsuzdur. Böylelikle Tanrı özgür iken, sınırlı olan moduslar kısıtlı ve belirlenmiş bir doğaya sahip olmak açısından özgür değildir. Spinoza, Önerme 7’de töz için var olmayı doğasının bir zorunluluğu olarak tanımlamıştı. Önerme 7’de tanım 7’nin
özgürlük anlayışıyla ilişkili olduğundan, bundan çıkarılacak sonuç, özgür olanın töz ya da Tanrı olduğudur. Tanrı, hem doğasının zorunluluğuyla mevcut, hem de etkinliğinin mutlak olması anlamında özgürdür. Nitekim burada paradoksal bir ilişki göze çarpar.
Bir varlık(Tanrı/Doğa) nasıl olurda hem zorunlu olarak mevcut olup hem de doğasına içkin olana göre etkinlikte bulunurken özgür olabilir?
Spinoza, Özgürlük ve zorunluluğu birbirinden ayrı ele almaz. Söz konusu olan Tanrı olsa da Onun var olmasını doğasının bir zorunluluğu olarak görür.
Spinoza, Tanrı’yı her şeyin nedeni olarak görür ve her şeyin ondan türediğini, kendisinin ilk nedeni olarak görür O, Sonsuz derecede var olan modusların varlığını etkiyen güç, bu ebedi ve ezeli tözdür. Nitekim Tanrı, hiçbir baskı olmaksızın, salt
kendi doğasının yasalarıyla tesir eder(Spinoza;2014: 51). O halde bundan şu sonuç
çıkar; hür neden olarak yalnız Tanrı vardır; çünkü yalnız O, kendi doğasının zorunluluğu ile vardır; yalnız O kendi doğasının zorunluluğuyla tesir eder, öyleyse özgür bir neden olan yalnız odur(Spinoza;2014: 51).
Özgürlüğün zorunlulukla bu ilişkisi, zorunlu olanı da tanımlamayı gerekli kılar. Spinoza’ya göre, bir şey gerek özüne nispetle gerekse de nedenine nispetle zorunludur(Spinoza;2014: 64). Yani bir varlık ya özü gereği ya da nedeni gereği
zorunludur. Tanrının kendi doğasının yasalarına göre etkinlikte bulunması ve sonsuz varlık olarak zorunlu olarak var olması, onun kendi kendisinin nedeni olarak var olmasından ibarettir. Tanrı’nın hem kendi kendisinin nedeni olması, hem ezeli ve edebi olması onun kendi eylemlerinin de nedeni olduğunu zorunlu olarak gösterdiğinden, özgür
olan tek varlığın Tanrı olduğu söylenebilir. Spinoza’ya göre mutlak anlamda özgür
olan tek varlık Tanrıdır. Tanrının özgür olması demek, her istediğini yapabilme eyleminden kaynaklanmaz, onun var oluşu zorunlu olduğundan, eylemi de zorunludur. Eylemi ve yaratımı bir iradeye dayanmaz. Spinoza’ya göre irade yalnızca düşüncenin bir kipidir, o yalnızca düşünmenin değişik bir tarzıdır. İnsanlar
istem sahibi olduklarını düşündüklerinde, bu istemlerini belirleyen nedenlerden ve
etkilerin bilgisinden yoksun olduklarından özgür bir iradeye sahip olduklarını
düşünürler. Halbuki onların irade dediği şey, aklın bir tür kurgusudur, istemlerinin
her an değişebilir olması, irade dedikleri şeyin de her an değişebilir olduğunu
kanıtlar. Bu da demektir ki, kendi kendilerini belirleme, eylemlerini belirleme
anlamında da, isteklerini yönlendirmede de bir irade sahibi değillerdir, onları
güdüleyen ve eyleme geçiren neden ve etkilerin bilgisine haiz olmadıklarından,
yalnızca sonuçlarıyla eylem ve istemlerini değerlendirirler. Öte yandan insanlarda
kabul görmüş olan bir diğer hurafe ise, Tanrının irade sahibi olduğunu düşünmektir.
Spinoza, Tanrının bir iradeye sahip olduğunu düşünmez. Tanrının iradeye sahip
olmadığını ileri sürmek onun tanrısal doğasında çelişki yaratmaz. Tanrının hem
özgür olduğu hem de zorunlu olarak var olması da Spinoza’nın nazarında bir
çelişkiyi ifade etmez. Zorunluluk, bir varlığın özü gereği veya nedeni gereği ona
atfettiğimiz şeydir. Bir varlığın neden-etki tarafından belirlenmesi veya kendi
kendisini belirlemesi anlamında zorunluluk vardır. Nitekim bu, neden ve varlığın özü
ile ilişkilidir. Tanrının kendi kendisinin nedeni olduğunu söylemek, onun zorunlu
olarak var olduğunu çünkü bunun onun özünü teşkil ettiğini söylemektir. Özgürlük
ise, başka neden tarafından belirlenmeme yani kısıtlanmama hali demektir. İlkesini
kendi özünden alan, kudretini doğasından alan ve eylemlerinin hiç bir dışsal etkiyle
belirlenmediği, eylemde bulunmasının kendi varlığının zorunluluğu ile açıklanabilen
varlık mutlak anlamda özgür olabilir. Halbuki sınırlı bir modusa ve kudretini tözün
özünün kudretinden alan, var olmak için başka bir neden-etkiye ihtiyaç duyan bir
varlık özgür olamaz. Böylelikle zorunluluk ve özgürlük arasında paradoks gibi
görünen sorun ortadan kalkar.
Tatian, Spinoza’nın Tanrı anlayışı için şu yorumu yapar: “Spinoza’nın
Tanrı’sı, terimin Nietzcheci anlamıyla masum bir Tanrıdır. O, Düşüncedir fakat
düşünen bir özne değildir. Tanrı, yaptığının ne olduğunu bilmemektedir; ne bilinç ne
de istenç sahibidir. O, hiçbir yöne doğru gitmeyen sonsuz bir meydana gelişten
ibarettir”(Tatian;2017: 63)
Hüseyinloi1