Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
5/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Dikkat Sürprizkaçıran (Spoiler) içerir :)
Başka Zaman Kütüphaneleri
Başka Zaman Kütüphaneleri
kitabının harika tasarlanmış kapağı için
Harun Tan
Harun Tan
'ı tebrik ediyorum. Görür görmez beni almalısın dedirtiyor. Kategori olarak post-modern roman mı hikaye mi okuyucular karar versin. Kapağına "Roman" yazılmış ancak bence roman olmaktan çok uzak. "9.Sınıf Roman Türleri ve Özellikleri" konusuna göz atılabilir. Yazar
Zoran Zivkoviç
Zoran Zivkoviç
, kitabı fantastik bir eser ortaya koymaya çalışarak yazmış. Ancak olay örgüsü olmayan, nerede başlayıp bittiği belli olmayan, bir fantastik hikayenin en önemli unsuru olan ana karakterin sönük kaldığı hikayecikler yazmış. Fikirler çok hoş ama hikayecikler sizi milyonlarca cevaplanmamış soru ile baş başa bırakıyor. Evet post-modern fantastik romanlar böyledir okuyucuya sorgulatır ama bu kadarı biraz fazla. Zaman zaman olayın nerede sonuçlanacağı merakı kitabı okumayı keyifli hale getirse de tüm bu fantastik hikayecikler belli başlı kütüphane hayranı bir grup insanın maceraları olarak yazılabilirdi. Roman olurdu gerçekten. 1- SANAL KÜTÜPHANE : Hikaye 13.5 x 21'lik 12 sayfa uzunlukta. Ana karakter belli değil, zaman belirsiz, mekan bilgisayarındaki e-posta kutusu. Siber saldırılara dikkat etmemiz gerektiği konusunda uyarmaya mı çalışıyor, gelecek kaygısı mı taşıyor yoksa bir rüya aleminde mi yaşıyor belli olmayan ana karakterin, asla açmak istemediği reklam e-postalarından birini bir gün açması ile gelecekten haber veren "Sanal Kütüphane" isimli bir toplulukla karşılıklı 6 adet e-posta yazışmasından müteşekkil iletişimini anlatıyor. Başı sonu belli olmayan, fikir olarak olsa da yazım olarak fantastik kurgu hikayesi olma çabası akim kalmış hikayelerden biri. Ben başarılı bulamadım bu hikayeyi. Milenyum başlarından beri yazılan fantastik kurguların muhteşemliğinden uzak olmasından kaynaklanıyor olabilir. Yazar da kitabın bu kadar tanınacağını bilse sanırım daha özenli davranırdı. 2- EV KÜTÜPHANESİ : Hikaye 13.5 x 21'lik 12.5 sayfa uzunlukta. Ana karakterin yine kim olduğu belli değil. Olay örgüsü ve kurgusu yok denecek kadar az. Gereksiz onlarca rakam ile hikaye şişirilmiş ve posta kutusundan sürekli kitap çıkması haricinde fantastik olmaktan uzak obsesif birinin sanrılarla evini kitap yığınağı haline getirmesini konu alan saçma sapan bir hikaye. Ancak aradan biraz zaman geçince evini kitap yığınağı haline getirip hiç kapaklarını açmayan insanlara mı vurgu yapmaya çalışmış diye sorguladım kendimi. Tabi biraz zorlayarak. 3- GECE KÜTÜPHANESİ : Hikaye 13.5 x 21'lik 17 sayfa uzunlukta. İşte bu hikaye için bu kitap okunur. Karakter kütüphanede kapalı kalıyor ve müthiş bir sürpriz ile karşılaşıyor. Olay örgüsü akıcı ve finali gerçekten güzeldi. En önemli mesajı ise bir gün herkesin kendi defterini tüm detayları ile göreceği ilahi gerçeğini hatırlatmasıydı. 4- CEHENNEM KÜTÜPHANESİ : Hikaye 13.5 x 21'lik 17 sayfa uzunlukta. Doğrudan bir sorgu odası tasviri ile başladığı hikayede olayın geçtiği yeri cehennem olarak isimlendiriyor. konuştuğu kişinin de sözde cehennem diye tasvir ettiği yerin sorgu görevlisi. Dünya hayatındaki ne olduğu belli olmayan suçlarının bedeli olarak kitap okuma cezası verilen yine isimsiz birinin sorgu anını yazmış yazar. 5- EN KÜÇÜK KÜTÜPHANE : Hikaye 13.5 x 21'lik 18 sayfa uzunlukta. Yine isimsiz ana karakterimiz İstanbul Bakırköy'deki köprü üstü sahafları gibi bazı seyyar sahafların yanına gidiyor. Ama bu köprünün altında. Muhabbet hoş beş derken gizemli bir amca peydah oluyor oralarda bir yerde. Bu görme engelli, pejmurde kıyafetli amca esas oğlanımıza üç kitap veriyor ama eve gittiğinde dört kitap verdiği ortaya çıkıyor. İşte o dördüncü kitap ! Ah o dördüncü kitap. Her açışta başka bir roman olan Karaköy gediklisine benzeyen o kitap. Neyse esas oğlan aslında yazar olmasına rağmen "The Words" daki Bradley Cooper gibi atlamıyor yazıların üstüne. Ne yapıyor peki? Neden beeeen diyor arabeskvâricesine. Sonra geri gidip adamı arıyor bulamıyor ondan sonra The Words'a bağlıyor ve son. Zoran hoca neden her seferinde drama bağlıyor anlamak mümkün değil. Postmodern Fantezi bu mu demek? Biri bana anlatsın lütfen şunu ! 6 - SOYLU KÜTÜPHANE : Kendi kitabından kurtulmaya çalışan yazarımız, ana karaktere türlü yöntemler deneterek kitabın canına okuyor. Sonunda kurtulamayınca yiyor kitabı. Evet yanlış okumadınız bir güzel yiyor. Kitabı çöpe attı çöplü geldi, nehre attı ıslak geldi en son yediğinde nasıl gelecek diye bir çırpıda okudum ancak kitap gelmedi. Midesiz adam. Çok tavsiye edemeyeceğim ilginç bir kitap. Hikayelerin ayakları yere basmıyor. Olay örgüsü yok, karakterler belli değil. Birden ortaya çıkan yan karakterler daha çok yazarın sanrıları gibi. Hikayeleri fantastik yapan, yan karakterlerin yaptığı eylemler ancak bu karakterlerde hiç fantasik bir yan yok.
Yer Altından Notlar
Yer Altından Notlar
daki gibi yazar iç dünyasındaki karmaşıklıkları kitaplar ve kütüphaneler üzerinden kusmaya çalışmış gibi ancak pek başarılı olamamış diyebilirim. Tabi kitabın muhteşem bir fikir fırtınasına soktuğu gerçeğini de göz ardı etmemek lazım. Keyifli okumalar diliyorum.
Başka Zaman Kütüphaneleri
Başka Zaman KütüphaneleriZoran Zivkoviç · Ketebe Yayınları · 2022841 okunma
·
1 artı 1'leme
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.