Gönderi

240 syf.
·
Not rated
Muhammed Emin Yıldırım hocamızın ahlâk serisi kitaplarından biri. Günümüzün en büyük problemi olan kardeşlik konusunu hocamız eserinde titizlikle işlemiş. Kardeşlik ile ilgili bı zatihi hayatından ,sahabe efendilerimiz in yaşamlarından bize örnekler vererek en güzel şekilde öğretmeye, anlatmaya çalışmış. Bende anladığımı gayretle anlatacağım inşallah okumak isteyenlere birazda olsa içeri hakkında fikir oluşmuş olur.... Kardeşlik yalnızca kız kardeşimizle veya erkek kardeşimizle aramızdaki bağ , olgu değildir. Kardeşlik aynı dine inandığımız aynı davaya başkoyduğumuz bu yolda bizim gibi savaşan bu uğurda ter döken kardeşlerimizle bağımsızdır da . Nasıl ki parmağınıza diken batsa tüm elimiz acır. Öyle de bir kardeşimizin farklı diyarda farklı cografyada onun da eline diken batsa bizimde elimiz acır tıpkı diğer parmaklarında acısını çekenler gibi.... Bizim birbirimizi uyarmamız, hatta gerektiğinde kizmamız gerekir. Çünkü müslüman biri müslüman din kardeşinin acı ve cefa çekmesini hatadan dolayı cezalandırıpmasını azap çekmesini istemez istememelidir. kardeşimizin ten rengi değil merci olan. Din kardeşimiz olmasıdır. Takvadır asıl olan şey. Muhammed Emin Yıldırım hocamızının dediği gibi birbirimizin yakasını tutmaktan kâfire baş kaldıramıyoruz . Oysa kardeşlik bizim için lüks değil olmasa olmaz bir esarettir. Kardeşlerimizin acılarıyla ağlamalı kendi acımız gibi yüreğimz acı hissetmeli nice kardeşimiz zulum ve esaret içerisindeyken bir yudum su bulmazken biz nasıl rahat yataklarımızın sıcak yorganlarımız altında birşeyler den şikayet eder onları hiç düşünmeden konuşur ve herşey çok güzelmiş gibi kardeşlerimiz o halde değil gibi yaşarız. Utanmayız onca varlıkta hiçbirsey yok ki yiyelim, hiçbirsey yok ki giyelim hiçbirseyimde yok ki misafire ikram edeyim bu seferde pazardan hiçbir şey alamadım ki yemek yapayım gibi gibi gibi komik dertlerle kardeşlerimizi hiç düşünmeden hareket etmeyelim ... Bugün onlar yarın biz o durumda olabiliriz. Kardeşlik neydi unuttu mu insanlığımız.... Ne acı ki şu zamnlarda kardeşlerimize selâm vermekten aciziz. Selâm verince acaba beni tanıyor mu diyoruz şaşıryoruz niye selam verdi ki şimdi deyip arkasında mutlak bir sebebp var deyip onu düşünüyoruz. Oysa çokta düşünmemek lazım kardeş kardeşine selam verebilir şaşırtacak bir mesele olmamalıdır . Kardeşlik selam alamak selam veremk sıkıntıları dinlemek yardımcı olmak ihtiyacında gücü nispetiyle el uzatmak değil miydi? Peki neden şuan selam vermek dahi ardında olan birşeyi bize hissettiriyor... Malik bin.Dinar'ın da dediği gibi ‘Şu zamanda kardeşlik aşçının çorbasına benzedi kokusu güzel tadı yok.’ Vallahide öyle görüntüsü kokusu hoş içince tadı tuzu yok. Oysa biz bilmeliyiz ki biz kardeşlikle var olmazsak, kenetlenemezsek birer birer yok olacağız başkasının yok etmesine gerek dahi klmayacak. Biz kendimiz bunu elimizle yapacağız maalesef kardeşler maalesef ki ne acı verici ki durum bunu gösteriyor. “ Kardeşler yola çıktıklarınızı yolda bulduklarnıza değismeyin...” ...yol uzar, yol kısalır,yol bitmez hatta çoğu zaman yol yürütür ayaklarımızı yolculuğun türlü meşakkatleri vardır türlü türlü sıkıntıları problemleri kendinde getirir, yolda bilemeyeceğimiz kadar insanla karşılaşılır. Amaa yolda yolculuk ettiklerimizi yolculuk esnasında değiştirmemeliyiz . Tekrar ediyorum yolda bulduklarımızla yolculuk esnasında yoldakilerle değiştirmemeliyiz... Zira yollar bir olan Allah'a çıkar. Yolculuk bitmez yolculuk yol olup uzar.
Kardeşlik Ahlakı
Kardeşlik AhlakıMuhammed Emin Yıldırım · SİYER YAYINLARI · 0417 okunma
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.