Gönderi

ANTİK ÇAĞ'DA BİLİM FELSEFE
İlkçağ felsefesi, doğa felsefesidir, dünyayı ve onun yaradılışını sorgulamayı amaçlar. Bu Thales’e göre “su”, Anaximenes’e göre “hava”, Pythogaras’a göre “sayı”, Demokritos’a göre “atom”dur. Miletli Thales, güneş tutulmasını hesaplamış, dünyanın tanrılar tarafından değil fiziksel oluşumlar sonucu meydana geldiğini öne sürmüştür. Yunan felsefesinde üç isim felsefenin kurucuları kabul edilir. Bunlardan ilki Sokrates, (M.Ö.470-M.Ö.399), özellikle ahlak felsefesinin öncüsüdür. Tanrılara inanmamak-la ve düşünceleriyle gençleri zehirlemekle suçlanarak ölüme mahkûm edilir. Yaptığı ünlü savunma, öğrencisi Platon tarafından “Sokrates’in Savunması” başlığıyla kale-me alınmış olup insanlığa felsefi bir erdem dersi olarak değerlendirilmiştir. İkincisi Platon (İ.Ö. 420-340) , bilgi, idea, ruhun ölümsüzlüğü, evrenin oluşumu konularındaki düşünceleriyle Hıristiyanlık üzerinde etkili olmuş ve düşünceleri bugün bile tartışılmaktadır. Ona göre, gerçekte var olan idealar evrenidir. Platon bu evrendeki değişmez, sabit, kalıcı varlıklara idea adını verir. Bu dünyanın sadece bir yansıma olduğunu, her şeyin özünün “ide”ler olduğunu belirterek, yaşadığımız evrenin sadece bir gölge olduğunu ileri sürmüştür. Bu yüzden onun gözünde sanat sadece bir taklit-tir; şiir tutkuları besler ve mutsuz olmamızı sağlar; şair Devlet’e sokulmamalıdır. Sis-tematik felsefenin kurucusu kabul edilen Aristoteles (İ.Ö.384-322) ise, ilk kez felsefi düşünceyi belli ilkelere dayandırmış, ayrıca mantık biliminin öncülüğünü yapmıştır. Aristoteles, Poetika adlı eseriyle sanat eseri çözümlemelerine öncülük etmiş; felsefenin önemli bir alanı olan metafizik konusunda yöntemli düşünceler geliştirmiştir.
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.