Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kaybolan İzzetimiz - Hilafetin İlgası...
Yavuz Sultan Selim'in Memlüklerden devraldığı ve Osmanlı'nın 4 asır boyunca sürdürdüğü Hilâfet makamı, her ne kadar resmi olarak 1924 yılında TBMM'de çıkarılan bir kanunla sonlandırılmış olsa da, bu iş asılda Lozan imzalandığı ve Cumhuriyetin ilan edildiği gün bitirilmişti. İngilizlerin Lozan Anlaşmasını Hilâfet kaldırılana dek imzalamaması ve Hilâfet kaldırıldıktan hemen sonra yürürlüğe koyması, Hilâfet'in ilgasının Lozan’daki pazarlığın en önemli meselesi olduğunun göstergesidir. Mecliste Hilâfet'in ilgası ve hanedanın yurt dışına çıkarılmasına dair kanun teklifi müzakere edildi. Ali Fethi Bey'in başkanlığında toplanan meclisin, "böyle bir hareketin İslam âlemini üzeceği, bundan ancak İngilizlerin memnun kalacağı ve hilafetin Türkiye için lüzumlu bir müessese olduğu" itirazlarına rağmen, 3 Mart 1924 tarihinde halifeliği kaldıran ve Osmanlı hanedanını yurt dışına sürgün etmeyi öngören kanunu, 158 üyeden 157'si kabul etti ve hemen ardından Halife Abdulmecid ve ailesi yurt dışına sürgün edildi. Hilâfet'in kaldırılmasıyla birlikte İslam’a ve Müslümanlara dair her ne varsa çorap söküğü gibi gelmeye başlamış, Batılılaşma hedef haline getirilmişti. Sırasıyla 25 Kasım 1925'te “Şapka iktisası” kanunlaştı. Eskiden giyilen başlık türlerini bırakın giymeyi, hakkında yazı yazmak bile yasaklandı. 30 Kasım 1925'te Tekke, Zaviye ve türbeler kapatıldı. 26 Aralık 1925'te Takvim ve Saat devrimi yapıldı. Hicri ve Rumi takvim kullanmak her şekliyle yasaklanıp, yerine 3. Papa Gregorius adına nispetle “Gregoryan Takvimi” adı verilen Hristiyan takvimine geçildi. 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu Türkçe’ye tercüme edilerek “Türk Medeni Kanunu” adı verildi. 1 Mart 1926'da İtalyan Ceza Kanunu tercüme edilerek “Türk Ceza Kanunu” adı verildi. Yine aynı tarihte bütün orta dereceli okullardan din dersleri kaldırıldı. 28 Mayıs 1927'de binalar üzerindeki tarihi kitabe ve tuğraların kazınması hakkında kanun çıkarıldı. Dünyada görülmemiş bir tarihi eser katliamı başlatıldı. İstanbul Üniversitesi merkez binasının kazınmış olan tuğrası buna mühim bir örnektir. 10 Nisan 1928'de lâiklik kabul edildi. Anayasadan “Devletin dini, din-i İslâm’dır” ibaresi kaldırıldı. Milletvekili yeminlerinde “vallahi” yerine, “Namusum üzerine” lafı getirildi. 24 Mayıs 1928'de Rakam devrimi yapıldı. 3 Ekim 1928'de Harf devrimi yapıldı. İslâm harfleri atılıp Latin harfleri alındı. 1 Ocak 1929'da Arapça harflerle dilekçe ve kitap yazılması yasaklandı. 1 Nisan 1931'de Ölçü ve tartı devrimi yapıldı. Bin yıl boyunca kullanılan ölçüler atılıp, yerine Avrupa’da kullanılan ölçü ve tartı birimleri getirildi. Bu süreç içinde Kemalistlere muhalefet edenler ya faili meçhul cinayetlerle veya İstiklal Mahkemesiyle susturuldular. Türkiye halkını bilinçli dinsizleştirmek için yapılan inkılâplar art arda geldi...
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.