Bir gün iki genç birbirine aşık olmuşlar. Ama diğer genç daha abartılı aşık olmuş. Hiç vakit kaybetmeden tanışmışlar, sevgili olmuşlar. Bu gençlerin biri Ahmet biri de Ayşe olsun. Ahmet bir gün sevgilisi Ayşe ile gezerken durduk yere sevgilisini omuzuna alıp milletin önünü kesip "senin ağzını burnunu kırarım. Seviyorum lan ben bu kızı" demiş. Kime dediyse "bana ne kardeş" demişler. Ayşe'de gülüp "aşkım manyak mısın? Durduk yere milletten dayak yiyeceksin" demiş ve Ahmette "bana ne seviyorum ben seni. Annene babana söyle yarın seni istemeye geleceğiz". Ayşe gülmüş ve "olur" demiş. Ertesi gün Ahmet ailesiyle Ayşe'yi istemeye gitmişler. Ahmet babasının lafını kesip araya girmiş "Amca kızını ver kalkak gidek". Ahmet'in babası demiş "dur oğlum ne acelen var?" Ahmet "Baba çabuk isteyin nikâhı kıyak, düğünü yapak her şey olup bitsin". Neyse Ahmet'i kırmamışlar her şey olup bitmiş. Seneler sonra Ayşe hamile kalmış ve doğuracakmış. Ahmet bunu bildiğinden helikopter tutmuş ve Ayşe buna şaşırmış. Ahmet pilota "en yakın hastaneye yetiş" demiş. Ayşe hastanede doğum yaptıktan sonra Ahmet'e sormuş "pilota verecek parayı nereden buldun?". Ahmet "para vermedim ki. Yazıcıdan çıkardığım sahte parayı verdim ama üzerinde ufak şekilde telefon numaram ve iban numarasını istediğim bir yazı yazıyor. Bir de olunca veriririm diye not var" demiş. Şansa birkaç dakika sonra hastanenin bağlı olduğu ilçenin belediyesinden yetkililer tebriğe gelmişler. "Tebrik ederiz sizi. Belediyemizin yeni doğum yapanlara çocuk büyüyene kadar tüm masrafını karşılama hediyesi var. Sizde bunu kazandınız" demiş ve Ahmet o sırada "ama biz burada oturmuyoruz ki" diyecekken Ayşe susturmuş mutluluktan. Çocukları ilkokul çağına gelmiş ve babası kılıklı bir gün annesine ve babasına abartılı iltifat etmiş "baba yalnız sende çok yakışıklısın. Annemde maşallah taş gibi hatun. Ağzının tadını biliyorsun baba. Ulan bir bizim böyle eşimiz olmadı" demiş. Sonra Ahmet ve Ayşe bir gün yaşlanmış ama yaşıtları ölürken bunlar zımba gibiymiş. Oğulları evlenmemiş ailesinin başında kalmış. Bir gün oğulları ellerinden tutup çekiştire çekiştire pazara götürmüş. İşte gerçek dünya bu ailenin yaşantısı gibi değil. Pazarda kıyafet beğenirken birisinin birisiyle alacaklı olması bahanesiyle silahlı atışma sonucunda yanlışlıkla Ahmet ve Ayşe hakkı rahmetine kavuşmuş. Oğulları bir süre sonra bunalıma girip intihar etmiş. Masalda burada bitmiş ...