Kayıplar, Pişmanlıklar, Keşkeler Ve Kabul edişler… Kim olduğunu, ne istediğini bilmek, kabullenmek önemlidir insan hayatında. Hepimizin ‘ah keşke şu ana geri dönebilsem böyle davranmazdım, şunu değiştirirdim ya da şimdiki aklım olsa bu şekilde yapmazdım.’ dediği bir çok durum vardır. Öykümüzün kahramanlarının da buna benzer pek çok yaşanmışlığı var. Bu yaşanmışlıkların getirdiği keşkeler, hem bugünlerini hem de geleceklerini büyük ölçüde etkiliyor ne yazık ki. Bu keşkelere takılıp kalmak da önlerini net bir şekilde görmelerine ve yerlerinde saymalarına neden oluyor maalesef. Sewannee yani kısaca Swan, başına gelen talihsiz kaza, büyükannesinin bunama sorunu, ebeveynleri ile yaşadığı iletişim zorluğu ve mesleki yaşamındaki sıkıntılar arasında hayatını sürdürmeye çalışan bir sesli kitap anlatıcısı. Üstelik de sektörün en iyilerinden biri. En yakın arkadaşı ünlü film yıldızı Adaku Obi, patronu Mark, iş arkadaşları, annesi, babası ve annesinin erkek arkadaşı Stu, hayatına belli noktalarda dahil ettiği yakınları. Rutin düzeninde yaşarken yaptığı Las Vegas seyahatinde tanıştığı gizemli bir adamla yaşadığı heyecanlı macera ve tam bu sıralarda geçmişinden gelen bir iş teklifi, kendince kurduğu düzenin taşlarını yerinden oynatıyor Swan’in. Kitapta, bu süreçte yaşananların yanısıra, yaşlılıkla gelen bunama rahatsızlığından muzdarip bir büyükanne ile yaşama süreci ve sesli kitap anlatıcılığı ile ilgili ayrıntıları da okuyoruz bolca. Kimi zaman komik, az oranda da olsa ateşli ve çoğunlukla duygusal ve dramatik bir kitap okuduk sonuç olarak. Dili oldukça sade ve büyük puntolarla yazılmış olduğu için hızlı okunan bir kitaptı. Yazarın konu seçimi ve karakterlerinin genel özellikleri hoşuma gitti. Kitabın başlangıç bölümleri de eğlenceliydi bir nebze. Ama, sonrasında olay örgüsünün işlenişi, duyguların okuyucuya geçişi pek olmamıştı kanımca. Çeviriden mi kaynaklanıyordu bilemiyorum ama, bazı yerlerde sohbette kimin konuştuğunu, sohbet konuları arasındaki geçişleri anlamakta zorluk yaşadım. Olay ve diyalog geçişleri sıkıntılıydı kısacası. Ben normalde kitaplarla ilgili yazılmış öyküleri okumayı seviyorum ama bu anlama sıkıntıları nedeni ile sonlara doğru okumakta zorlandım ve ortalama düzeyde bir okuma oldu benim için maalesef. Sizler de kitaplarla ilgili öyküleri sever misiniz? Yorumlarda konuşabiliriz diyor, herkese bol okumalı günler diliyorum. Kitaplarla kalın. (alıntı) “Bana her şey sahte geliyor anne. Bu benim hayatım değilmiş gibi. Rol yapıyormuşum gibi. Başka birinin hayatında rol yaparken kendi hayatımı geri almayı bekliyormuş gibi.”

Dinlediğiniz İçin TeşekkürlerJulia Whelan · Go Yayınları · 054 okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

papirusktp