Gönderi

Aggie, ona tamamen sahip olduğunda, Jace'i daha derine almak için sırtını gerdi. Ah Tanrım, hayatında asla böyle sine leziz bir doluluk hissetmemişti. Jace, "Çok güzelsin," diye mırıldandı, dudaklarınını onun- kine sürtüyordu. "Bedenin, beni kutsuyor." Aggie, Jace în ona böylesine sevildiğini hissettirmeyi nasıl başardığını bilmiyordu. Sevgi? Işte, genellikle bacaklarının ara- sında bir erkek varken düşünmediği bir duygu. Jace yavaşça geriye çekildi ve tekrar ileri doğru hamle yaptı Aggie'yi yakından izliyordu. Aggie'nin neden hoşlandığını be lirlemek için tepkilerini ölçer gibiydi. Sanki onun için kendi zevki önemli değildi. Sadece Aggie'nin aldığı zevki önemsiyordu. Jace'in insafsız ve mükemmel ritmi, Aggie'yi gönüllü bir biçimde rahatlamarın yamacına sürükledi. Aggie, nirva- naya daha önce yaklaşamadığı kadar yakındı. Jace'in derin dar- beleri ne çok yavaş, ne de çok hızlıydı. Sadece doğruydu. Ve derin. Ah çok derin. Jace genç kadının ritmini bulduktan sonra, onunla sevişir- ken boynunu öptü, ellerinin arkalarını onun tenine sürttü, gö ğüs uçlarını başparmağı ve işaret parmağının arasında ovaladı, Aggie'yi arzudan çıldırmanın eşiğine getirdi. Aggie, sevişme es nasında bir yandan da ön sevişmeye devam eden bir adamla hiç tarışmamıştı. Jace dışında. Jace onunla birlikte hareket eder- ken, Aggie'nin bedenindeki bütün zevk noktaları üzerinde ça- lışıyordu. Aggie'yi beklerumedik bir arzuyla ürperttiğini fark edince, ayak başparmağırı genç kadının ayağının üzerinde daha sık gezdirmeye başladı. Aggie gözlerini kapattı ve Jace'in kontrolün tamanunı ele geçirmesine izin verdi. Daha önce gü- cunü hiçbir adama böylesine zahmetsizce vermemişti. Bunun için her zaman mücadele ederdi, fakat Jace'le etmemişti. Niçin? Sebebini uzun süre düşünemeyecek kadar çılgına dönmüştü. Ona kusursuz bir zevk vermek için harcadığı uzun zamandan sonra, Jace' in nefesi aksadı ve Aggie gözlerini açıp baktığındaonu dudağını ısırırken buldu. "Çok uzun süre bekledim," dedi soluğu kesilerek. "Artık boşalabilir miyim?" Aggie'ye mi soruyordu? "Evet, bırak gitsin." Rahatlamayı çoktan hak etmişti. Sanki Jace'in içinde bir şeyler patlamış gibiydi. Aggie'nin içine tıpkı bir hayvan gibi daldı. Kollarını genç kadının baldır- larının arkasına dolayarak Aggie'yi ikiye katladı. Onu sertçe beceriyor, uzun, kalın aletini Aggie'nin bedenine sokuyordu. Aggie zevk ve acıyı birbirinden ayırt edemeyerek inledi, bildiği tek şey bunu sevdiği ve durmasını istemediğiydi. Asla. Önce- sinde gösterdiği düşünceli, hassas sevişmeyle, düzülmenin sert kontrastından hoşlandı. "Evet, Jace!" diye çığlık attı. "Becer beni." Jace "Canımı acıt," diye karşılık verdi. Aggie'nin tırnakları genç adamın göğsüne gömüldü. Jace inledi. Aggie ellerini aşağı doğru çekerken göğsünde sekiz tane de- rin, paralel tırnak izi bıraktı. Jace ürperdi, kafasını yana eğdi ve ağzı coşkuyla açıldı. "Tanrım, evet," diye hırladı. Aggie onun göğüs ucunu yakaladı ve acımasızca büktü. Jace onu öpmek için başını eğdi. Aggie kan tadını alana ka- dar onun dudağırı ısırdı. Jace onun acımasızlığına karşı çık- madı, fakat dizlerinin üzerinde yükseldi, böylece onu daha da sert düzebiliyordu. Aggie orgazma yaklaşarak çığlık attı. Dudağı özgür kaldığında genç adam kafasını kaldırdı ve ona baktı. "Sertçe gelmek istiyor musun?" Şey, tabii ki istiyordu. Bu ne çeşit bir soruydu böyle? "E-evet, Jace. Beni sertçe boşalt." "Gözlerini benimkilerden ayırma." Aggie'nin içine darbeler yapmaya devam etti, onu gittikçe sınıra sürüklüyordu. Aggie gözlerini ona dikti, yoğun bakış- larında kaybolmuştu.
Sayfa 56
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.