Gönderi

440 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Babalar ve Oğullar Neler Yaşar?
John Verdon ile tanışmam ilkokul yıllarıma dayanır. O zamanlar kitapların dünyasına kimi zaman yalanlarla kimi zaman da masum heveslerle dahil olmaya, bir şekilde yolumu bulmaya çalışıyordum. Okumayı seven bir arkadaşım bir keresinde sınıfta Verdon okurken bana kitabın bölümlerinden birini okutmuştu. Okuduğum birkaç cümlede anladım ki fazlasıyla kanlı, ilgi çekici ve okuyucuyu kitaba davet eden bir izlenim taşıyordu. Ödünç alıp okumayı istesem de susup içimde bir ukte kalmasına razı geldim. Tabii, o yaşımda bunları düşünmem çok zor. Bu yüzden çocukça bir merakla hayranlık duydum, kitabın adınıysa zamanla unuttum. Lise dönemime girdiğimde Verdon'ın ilk romanı "Aklından Bir Sayı Tut" ile tanıştım ve ilk sayfasını okuduğumda beni aniden yıllar öncesine götüren o günü hatırladım. Tesadüf müdür bilmem veya bir işaret midir asla anlamını çözemiyorum. Ancak biliyordum ki okumam gerek. Sonu, beni nereye götürürse götürsün okumalıydım. Şu yaşımda iyi ki diyorsam, bu gerekliliği bir sürekliliğe dönüştürmem sayesindedir. Şimdiyse serinin son kitabı Yılan Avı ile beni yeniden çocukluğuma götüren, uktesi çoktan geçmiş bir halde, o anları kısa süre de olsa hatırlamak beni mutlu ediyor. John Verdon'ın dünyasına girmek, o dünyayı bir film izlermiş gibi tanımaya çalışıp sonunda karakterlerden herhangi birine nefret, sevgi ya da öfke besleyebilmek ciddi anlamda tatmin edici. Hâlâ bir solukta okunabilecek tempoda, kurgusal bir zekaya sahip olduğunu her yeni kitabında bizlere kanıtlıyor ve bunun için şükranlarını sunmaktan da çekinmiyor. Çünkü bilirsiniz, bir yazarın tüm çabasını değerlendirme altına alan yegâne insanlar biz okuyuculardır. Bu yüzden kalemimizden dökülecek birkaç eleştiri, yazarı çok daha iyi yerlere götürebilecek güçtedir. Çünkü bu gücü bir nevi biz sağlarız. Bu kitapta Verdon'ın geçmiş yaşamına dair kendisinde gözlemlediği doğru ve yanlışların sınırını, evliliğinin gittikçe kötüleşen ve telafisinin nasıl olacağına dair sorunlarını daha detaylı bir şekilde okuyacağız. Gurney'nin işine olan tutkusu, emeklilik döneminde bile yakasını bırakmıyor ve bu tavrı karısının gittikçe kendisinden uzaklaşmasına, açılan mesafenin kalıcı olabilecek sonuçlarına katlanabilme becerisine kadar sınırlarını zorlayacak bir yola çıkarıyor onu. Temellerini sarsacak duygu ve düşüncelerine diğer bir sebep, her romanda olduğu gibi kendisinden bakmasını istedikleri bir cinayet davasıdır. Gurney edineceği azılı düşmanlara karşı bu sefer tek başına mücadele etmenin zorluğu altında ezilecektir. Rüyaları, yıllar önce ölen oğlunu gördükçe birer kâbusa dönüşecek, tanıştığı insanların baba oğul ilişkilerini gözlemledikçe bu kâbusları gözleri açıkken bile devam edecektir. Mücadelesi yalnızca bir yılanın avlanmasında değil, bu savaşı kazandığında kaybedeceği şeyleri göze alabilecek olmasında da yatar. Serinin birbirinden bağımsız ilerleyen konuları olsa da kimi olayların birbiriyle bağlantısına dair atıflar bulmak mümkün. Bir ana karakteri yaşayarak öğrenmek için kronolojiye bağlı kalmanın gereklidi olduğunu düşünüyorum bu yüzden Yılan Avı ile Verdon'ı tanıyamayacağınız kanaatindeyim. İşini oldukça başarılı kılan güçlü soğukkanlılığı, bu bölümde onu yoldan çıkaracak bir kuşku seline götürüyor ve bu durum emekliliğine, özgürlüğüne ve evliliğine verebilecek zararlarıyla birlikte güçlü yanlarımızın bizi her zaman doğru yola götüremeyeceğinin altını çiziyor. Tutkunu olduğumuz işler, her zaman içinde bir karanlık barındıran yanını da beraberinde taşır. Bunu anladığımız vakit geldiğinde sorumlu olduğumuz insanları çoktan kaybetmiş olabiliriz. Annemizi, bir arkadaşımızı, sevgilimizi ya da romana konusunu verdiği hâliyle babamızı. Bilmemiz gereken bir diğer mesele bu kitabın diğerlerine nazaran göze çarpan farkları. Verdon'ın gelişen aile bağlarından mıdır yoksa önem vermesi gereken noktaları geçmişte es geçtiğini düşünmesinden midir bilmem ama yazarın bu kanlı oyunu yaratırken kurduğumuz aile ilişkilerini, hesapsız çıkarlarımızı, gözümüzü kırpmadan koruduğumuz sessizliğimizi Gurney üzerinde ayrıntılı olarak incelemesi, diğer romanlarındaki eksikliğini tamamlar nitelikte görünüyor. Yıllardır sarsılan Gurney'nin evliliği, ilk kitaplarında bir boşanma ile sonuçlanacak gözüyle bakardım oysa hâlâ ikisi de bu adımı atmaktan kaçınarak iyi kötü hayatlarını sürdürüyorlar. Bu kaçış ikisinin de sabrını bu kitapta taşırmış olacak ki davanın düğümleri birer birer çözülürken diğer yandan ilişkilerinde tahammül ettikleri her nokta da parça parça dökülmeye başlıyor. Gün yüzüne çıkması gereken itiraflar, babaların çocuklarına dair saplantılı gelecek planları ve kan dökmekten çekinmeyen insanların hikâyesi Yılan Avı. Okudukça ayaklarınıza dolanan zehirli bir yılanın varlığını göremeseniz de orada olduğunu hissedeceksiniz.
Yılan Avı
Yılan AvıJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 2024610 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.