Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hegel artık dünyayı değil, dünyanın dönüştürülmesini yorumlamak durumundaydı. Sadece dünüştürmeyi yorumlayan Hegel, felsefe­ nin felsefi tamamlanmasın dan başka bir şey değildir. O, kendi ken­ din i yapan bir dünyayı anlamak ister. Bu tarihsel düşünce yine de her zaman geç kalan ve post festımı' doğrulanmayı dile getiren bi­ linçten başka bir şey değildir. Dolayısıyla, ayrımı sadece düşün­ ce '' de aşabilmiştir. Bütün gerçekliğin anlamını tarihsel tamamla­ nışına bağlı hale getirmek ile aynı zamanda bu anlamı kendisini tarihin tamamlanışı şeklinde oluşturuyormuş gibi ortaya çıkarmak arasındaki paradoks, XVII. ve XVIII. yüzyıllardaki burjuva dev­ rimleri düşünürünün, kendi felsefesinde, bu devrimierin sonuç­ larıyla uzlaşma'dan başka bir şey aramamış olmasından kaynakla­ nır. [Hegel] "Burjuva devriminin felsefesi olarak bile bu devrimin bütün sürecini değil sadece nihai sonucunu ifade etmektedir. Bu anlamda bu, devrimi n değil, restorasyon un felsefesidir." (Karl Korsch, Hegel ve Devrim Üzerine Tezler). Hegcl, son bir defa fi­ lozof görevi ni yerine getirmiş, "var olanı yüceltmiştir"; ama zaten Hegel'e göre var olan, tarihsel hareketin bütü nlüğünden başka bir şey olamazdı. Düşüncenin harici konumu aslında korunmuş ol­ duğundan, bu konum ancak önceden çözülmesi gereken bir Tin ta- • (Lat.) Şenlik bittikten sonra. (ç.n.) 42 sarısıyla, yani ne istediyse onu yapmış olan, ne yapmışsa onu is­ temiş olan ve tamamlanışı şimdiki zamanla çakışan mutlak k�h­ ramanla özdeşleştirilerek gizlenebilir. Böylece, tarih düşüncesi içinde ölen felsde, şimdi, dünyasını ancak tarihi tekrar yadsıyarak yüceltebilmektedir, çünkü söz alabilmek için her şeyi indirgediği bu bütünlüklü tarihin artık tamamlandığını ve hakikate dair ka­rarın verilebileceği tek mahkemenin kapandığını varsaymak zo­rundadır.
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.