Gönderi

·
Not rated
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi            ༄ ༄ ༄ Osmanlı kurumunun Ortadoğu ve Balkan milletleri koruma ve yönetme serencamı altı yüzyıl sürdü. İhtiyaca binaen özgür ve güvenli toplum anlayışıyla ilk iki asrı kapsarken, Avrupa ve diğer coğrafyalarda daha fazla toprak ve vergi gayretiyle en geniş sınırlar 16. ve 17. yüzyıllara gelinmesiyle gelinen güç ve ihtişamı korumak ve kayıpları azar azar bir dengede tutarak var olma mücadelesini son iki yüzyılında verdi. Osmanlı hanedanı kurduğu teşkilat ile altı asırlık ömründe kurumsal yapısı birçok evrim geçirmişti. Çağın şartlarında devletin yönetimi ve varlığı hanedan üyeleriyle yakın ve etkili ilişki halindeydi. Mutlak monarşi yönetim usulünün sahibi olan padişah mevkiinin yeri ve görevi devletin tüm işleviyle yakınlık arz ederdi. Osmanlı devlet mekanizması içerisinde padişahların devleti yönetim yetenekleri ve kabiliyetleri yanında özel hayatları ve kişiliklerini yanında tahta çıkmaları ile indirilmeleri, ölümleri ve cülusları birbiriyle bağlantılı şahsi ve kurumsal durumlar silsilesidir. Türk ve İslâm kültürünün harmanlanmasıyla Karahan, Gazne, Selçuklu ve Abbasi devlet yönetimlerinin kurumsal geleneklerinden alınan miraslarla Osmanlı temsil ve çağın ihtiyaçlarıyla kendine has karakter oluşturdu. Osmanlı’nın temel ve öne çıkan karakteri olan ‘padişahlık’ makamı tarihselliğinde önemli işlev ve etkisi olmuştur. Osman ve Orhan Beylerle başlayan Osmanlıdaki padişahlık makamı kendi içinde dönemin etki ve ihtiyaçlarına binaen tahta çıkma, görev sürdürme ve görevin devredilmesi dönemlerine sahiptir. Padişahların karakter ve yetenekleriyle diğer yöneticilere ve tebaaya etkileri yadsınamaz. Padişahların şahsi ve devlet yönetimi sürecinde kararları, politikası olumlu bir hava getirmesi yanında ölümü, tahtan indirilmesi, hakimiyet kuramayarak savaş ve seferde başarısız olması da toplumsal kriz ve çöküntülerde getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu 15-16. yüzyılları üzerinde çalışan Nicolas Vatın ile Osmanlı ve Türkiye tarihi konusunda uzan olan Gilles Veinstein tam da bu konuda Osmanlı’nın yönetim ve padişahlık ekseninde yaşanan kriz ve çöküntüleri ele aldılar. Hastalık, ölüm, tahttan feragat edilmesi, statü kaybı gibi sebeplerle saltanatın sona ermesi, bunların neticesiyle ortaya çıkan krizler ve çöküntüler, cülus törenleri ve biat yeminleriyle yeni bir saltanatın başlaması, padişahların cenazeleri konularıyla Nicolas Vatın ile Gilles Veinstein “Sarsılan Saray – Osmanlı Padişahlarının Ölümleri, Tahttan İndirilmeleri ve Cülusları” kitabını hazırlamışlardır. Miloş Obiliç, Sırp hükümdarı Lazarus'a Kosova Savaşında Murad'ı hançerleyeceğine dair söz verirken ondan önce Murad, devletinin savaşı kazanması için isteklerinden biride canını bu uğurda feda etmek, istemişti. Osmanlı padişahları içinde bu hadiseyle savaş alanında şehit olan ilk padişah olmuştu. Çekilen ızdıraba rağmen düşmana doğru ilerleyen II. Mehmed, Kanuni Sultan Süleyman, II. Bayazid, I. Selim ağrıya boyun eğmeyi reddetme ve başını dik tutma kararlılığı hükümdarlık asaletinin pekâlâ tezahürleriydi. Osmanlı vakanüvisleri ışığında Vatin ile Veinstein kitabın ilk kısmı olan kahraman olarak ölmek, güzel ölüm, samimî ölümler ile Osmanlı padişahların ölümlerini irdelemekte. II. Murad’ın tahttan feragat etmesi, II. Bayazid’in tahttan çekilmesi, 1520’de I. Selim'den 1617’de I. Ahmed'e kadar bütün padişahlar görevdeyken ölmüşlerdi. Osmanlı yönetimi içerisinde darbeyle padişah değişiklikleri de olmuştur. 1622’de yeniçeri isyanı darbeyle sonuçlanan II. Osman’ın katlidir. Kitabın bu kısmının devamında ele alınan konulardan biride 17. Yüzyıldaki yeniçeri isyanı olan II. Osman’ın katledilmesi ayrıntılı anlatılmakta. II. Osman’ın ölümünü takip eden iki yüzyıl içinde on dört padişahtan yedisi tahttan indirilmiştir. III. Ahmed’ten III. Selim’e kadar padişahların tahttan indirilmesine kitabın darbeler başlığıyla incelenmektedir. Tüm bu Osmanlı padişahların ölüm ve tahttan indiriliş krizlerini Vatin ile Veinstein statü kaybı eleştirisiyle irdeleyerek kitabın ilk kısmını tamamlamaktalar. Şehzadelerin taht yarışında askeri liderler, divan mensupları ve ulema(merkez ve çevresi) ile yakın ilişki halinde olup desteklerini kazanma imkanlarına sahiptiler. 14. ile 16. yüzyıllara bakıldığında veraset mücadelesindeki taht yarışında silahlı kuvvetler olan yeniçeriler, subaşları ve devlet erkânları büyük roller oynamıştılar. Bazı şehzadelerin yeniçeriler tarafından desteklenmesine misal olarak: Cem'e karşı Bayezid, Korkut'a karşı Selim, hatta bir dereceye kadar babası Kanuni Sultan Süleyman’a karşı Mustafa. Sadrazam ve divan mensuplarının eylemleri veraset mücadelesinde ki olayların gidişatını etkiliyordu. Şehzadenin taht yarışında engel yada destek olarak iki ihtimalle saray erkânları kendi çıkar ve geleceklerini yönlendirerek hareket ediyorlardı. Osmanlı veraset sistemindeki padişahın bu usulle yaşanan gidişatı 1603’te III. Mehmed'in tahta çıkışı ve “kafes” uygulamasını getirene kadar devam etti. Vatin ile Veinstein kitabın ikinci bölümünü 14. ile 16. yüzyıldaki olayları anlatırken kafes usulüyle başlayan ve 17. ile 19. yüzyıllar süren süreci de kitabın üçüncü bölümünde işlemektedir. Gerileme ve duraklama dönemlerinde padişahın hali için ulema, ayan, eşraf ve ocak ihtiyarlarına hitaben, yazılan dilekçelerde ordu, padişahın değişmesi yani cülûs için böyle bir yol geliştirmiştiler. Ortaköy’deki (Orta Camii) yeniçeri karargahı padişahın merkezden devlet yönetimi, kuşatmalar ve seferler yanında ekonomik sorunlar çeşitli bahanelerle saray yöneticileri yanına alarak onların aracılığıyla cülus olması için sıklaştırdıkları bir gelenek hâlini almıştı. Değiştirilen bu padişahlar, halef olarak doğrudan soyun en büyüğü değil, geniş anlamda ailenin en yaşlı yani doğum sırasına göre en büyük olan kişi padişah seçildi. Yaşı büyük padişahlar başa gelirken bu süreçte Genç II. Osman bundan istisnaydı. Ancak trajik ve skandal bir olayla onun padişahlığı çok kısa sürdü. Kitap, Genç Osman’nın idam olayına ayrıntılı vakanüvislerle bilgiler verilir. Dönemin anlatan Katip Çelebi, Naima, Peçevi, Solakzâde, Tugî Hüseyin anlatılan belgeleriyle Genç Osman'ın katlini yapan Valide Sultan, Davut Paşa, kethüdası Ömer Ağa, cebecibaşı ve Kilinder Uğrusu Yedikule Zindanlarında öldürdüler. Yeni padişahın tahta çıkma töreni Emevi ve Abbasi devletine uzandığı gibi devlet erkanının ve ulemanın yeni otoritenin tanınması ve ona itaat ve sadakat yemini yapması usulü ‘cülûs töreni’ denilmekte. Osmanlı yönetim tarihinde padişah değişikliği içinde cülus törenlerini kitabın dördüncü bölümünde biat yemini, Eyüp Sultan ziyaretleri, açılış tedbirleri, bağışlar ve atamalar, cülûs bahşişleri konularıyla kurucu ve yeni düzenin eylemlerini ele almakta. Cülûs törenin oluşmasını sağlayan tek sebep yeni padişahtan önceki padişahın tahtan indirilmesi, feragat etmesi, varlığı son bulmasıdır. Bu sebeplerden en önemlilerinden biri olan padişahın ölmesi konusu kitabın cülûs bölümünden sonra gelen ‘Padişah Cenazeleri’ kitabın beşinci bölümüdür. Vatin ile Veinstein yas, yas hareketleri, renkleri, cenaze bedenin bakımı, protokolün gelişimi, halka açık cenazeler, cenaze namazı, namazdan defne, mezarın yapısı, türbe, yer seçimi ve son olarak ölümden sonra konuların iş ve görev hiyerarşisini ayrıntılı şekilde işlenmektedir. Osmanlı padişahların tahta çıkışları siyasi, askeri ve toplumsal yönleri yanında veraset sistemindeki değişen ve dönüşen usul ile kaideler pekâlâ önem arz eder. Altı asırlık Osmanlı yönetimi, ilk şehzadelerin padişah olma mücadeleleri azim ve yetenekleri yanında devlet erkanı ile direk etkileşim içinde olmaları ve buna ek olarak “sahada aktif” bulunmaları askeri yeteneklerini kanıtlama şüphesizdi. Lâkin İmparatorluğun son üç asrına gelindiğinde şehzadelerin sarayda tutulması ve ekber – erşed sisteminin getirilmesiyle saray içi siyasi çıkarlar ile yetenekli şehzadeleri pasifleştirme durumunu “kafes usulü” ortaya çıkarttı. Bir padişahtan diğerine geçişin tekil ve önemi Hanedan-ı Ali Osman’ın kilit taşı ve nizamı âlemin koruyucusudur. Padişah işlevinin kurumsal değişim ve algısal nazar-ı anlaşılması, gayretinin bir basamağı olabilecek “Sarsılan Saray” kitabı bu potansiyeli gösterebilecek bir iş çıkartmıştır. Vakanüvislerin okunması yoluyla çağlar boyunca padişahların tahta çıkışlarına ilişkin literatürün bir çalışmasını sunan Nicolas Vatın ile Gilles Veinstein, padişah imajının siyasi, sosyal imajını “Sarsılan Saray” kitabında olaylar ışığında kurumsallaşan geniş çerçevede olguları anlamada yardımcı olmaktadır. Kitabın Künyesi: Nicolas Vatın ve Gilles Veinstein, Sarsılan Saray – Osmanlı Padişahlarının Ölümleri, Tahttan İndirilmeleri ve Cülusları, çev. Ayşe Sarı, Kronik Yayınları, Osmanlı Tarihi Dizisi-56, 1. Baskı Aralık 2023, 496 sayfa. Yunus Özdemir
Sarsılan Saray
Sarsılan SarayGilles Veinstein · Kronik Kitap · 20237 okunma
·
205 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.