Gelecekte o kafeste kimin yaşayacağını ve
bu devasa gelişimin sonunda da ortaya tamamen yeni peygamberlerin mi çıkacağını yoksa eski düşünce ve ideallerin mi güçlü
bir biçimde yeniden doğacağını ya da bu
ikisinden hiçbiri olmayacaksa, bir tür mekanik taşlaşma ve bunun yanı sıra kasılmış bir
kendini beğenmişliğe mi geçileceğini henüz
hiç kimse bilmiyor. O zaman tabii ki, bu kültür gelişiminin son aşaması için rahatlıkla şöyle denebilir: "Ruh yoksunu uzmanlar, yürek yoksunu hazcılar; bu hiçler, daha önce hiç ulaşılmamış bir uygarlık düzeyine ulaştık-
larını zannederler."