Gönderi

Abartılan bayram masrafları..
Bayram yaklaşırken çarşı pazar hareketlenip giyim kuşamın yanı sıra misafirlere sunulacak ikramların alışverişi de başlar. Geçtiğimiz ramazan ayında sadece kredi kartı ile 40 milyar TL, yani 18-19 milyar dolarlık bir alışveriş yapılmış. Bu tutar sadece Ramazan Bayramı'nda 2,5 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Bunlara nakit harcamalar dâhil değil. Nakitler de eklendiğinde galiba 25 milyar doları aşarız. Sahi bu harcamanın ne kadarı gerçek ihtiyaç? Yüzde 10'mu, 20'mi, 40'mı? Bizde en az yüzde 50. Oysa bu rakamla kaç milyon fakirin borçları ödenir, kaç milyon evsize ev temin edilir, kaç milyon genç evlendirilir, kaç milyon genç okutulur, kaç ülkenin sorunları çözülür! 250 milyon doları geçen Ramazan Bayramı'nda olmak üzere, yıllık şeker, lokum ve çikolata harcamamız 1,5 milyar doları bulmuş. Oysa Somali'nin, Somali devletinin yıllık gayri safi hâsılası 6 milyar dolardan fazla değil. Bu rakamlar her şeyi anlatmak için yeterli galiba. Yazar Gökhan Özcan bu halimizi şöyle özetliyor: "Hayatı çelişkilerle birlikte yaşamaya alışıyoruz galiba yavaş yavaş. Doğrularımızın içine yanlışlar sızıveriyor; iyi bir şeyler yapmaya çalışırken farkında olarak ya da olmayarak yanlarına pek de iyi olmayan başka şeyler karıştırıveriyoruz. Kadim olanı muhafaza etme gayretlerimizi, modern zamanların hanesine yazılacak kazanımlara malzeme etmekten çoğu zaman kendimizi alamıyoruz. Bayram ekonomisi diye bir şeyden söz ediliyor şimdilerde, malum... Çocuklara yeni kıyafet, ayakkabı, misafire şeker, kolonya... Bizim çocukluğumuzun efsanesidir, sürekli anlatılır, bayramlığını başucuna koyarak uyuyan çocukların hikâyeleri... Öyleydi gerçekten, birçok âile için öyleydi, çocuklara neredeyse sadece bayramdan bayrama yeni 'esvap' alınırdı. Her şey makulü zorlamayan bir itidal çizgisindeydi, meşru ve mânâlıydı. Şimdi pek öyle değil! Sadece çocuklar değil, büyükler de üstüne başına dünyanın parasını harcıyor. Bayramda seyranda bu masraflar katlanarak artıyor. Bayramları birer seyahat imkânı gibi görenlerin tatil masrafları da az buz değil. Donatılan sofralar, ikramlıklar, hediyelikler derken liste uzayıp gidiyor. Bütün bunları tümüyle olumsuzlamak, zinhar yapılmasın demek elbette hem mümkün değil, hem de doğru değil. Ancak işi biraz abarttığımız, hiç azımsanmayacak ölçüde israfa kapı da bir gerçek... Kredi kartı, faiz ve kurban... Hediye, ikram ve israf... Bunları bir arada düşünebilmek bu devrin insanına özgü bir durum... Hayır soslu şer... Şer soslu hayır..."
Sayfa 135
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.