Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Türk Milleti ve Milli Ahlak!
Türk Milleti ve Milli Ahlak! 5) Türk milletinin her kişisi, bir takım farklarla ve fakat umumî surette birbirine benzer. Bazı yapılış farklarını ise tabiî bulmak lâzımdır. Çünkü, Mezopotamya, Mısır çöllerinden başlayan malûm tarihten evvel Sibirya boz kırlarından başlayarak Orta Asya, Rusya, Kafkasya, Anadolu, dünkü ve bugünkü Yunanistan, Girit, Romalılardan evvel Orta İtalya, velhasıl Akdeniz sahillerine kadar yayılmış ve yerleşmiş ve bu başka başka iklimlerin tesiri altında, başka başka cinslerle binlerce sene yaşamış, kaynaşmış bu kadar eskive bu kadar büyük bir insan cemiyetinin bugünkü çocuklarının tamamı tamamına birbirlerine benzemeleri mümkün müdür? Her zaman, her yerde küçük bir aile çocuklarının bile tamamen biribirine benzemeleri vaki değildir. Türk kavmini yalniz bir noktada, iklimi ayni dar bir mıntıkada belirmiş zannetmek doğru değildir. Türk kavmi yukarda söylediğimiz gibi, çok büyük bir sahada vücut bulmuş ailelerin birleşerek Sop (Klan) ve Sop'ların birleşerek Boy (Kabile) ve Boy'ların birleşerek Öz (Aşiret) ve Özlerin de birleşerek siyasî bir cemiyet olan El (Medine) ve en nihayet El'lerin bir merkezde birleşmeleri ile büyük bir camia vücude getirmiştir. Türklerin aşağı yukarı hep ahlâkları biribirine benzer. Bu yüksek ahlâk, hiç bir milletin ahlâkına benzemez. Ahlâkın, millet teşkilinde yeri çok büyüktür, mühimdir. Bu ehemmiyeti iyice anlamak için, ahlâk hakkında bir kaç söz söylemek fazla olmaz. Ahlâk dediğim zaman, ahlâk kitaplarında yazılı olan nasihatları murat etmiyorum, zira ahlâklılıktır diye yaptığımız işler ve yapmaktan sakındığımız işler; kitaplarda yazılı olan ve ya bir takım ahlâk hocalarının tavsiye ettikleri şeylerden daha evveldir ve o sözlerden, o nasihatlerden ayrı olarak, onlara asla kulak vermeyerek insanlar tarafından yapılmaktadır. İş; nazariyatın hâkimi, âmiridir. Ahlâk kaidelerinin nasıl yapılması lâzım geleceği, ahlâklılık olduğu anlaşılan işler görüldükten, tecrübe edildikten sonra anlaşılır. Bir iş, her neye ait olursa olsun insanın kuvvet kullanmasını, yorulmasını muciptir. İnsanlar, mecbur olmadıkça kendilerini yormak istemezler. Halbuki, bazı işler vardır k; kendiliğinden, insana, onu yapmak için derunî bir arzu, bir temayül ilham eder, o iş şayanı arzu olur. İşte ahlâkî işler, ayni zamanda hem mecburî ve hem de şayanı arzu olan işlerdir. Bir işin ahlâkî bir kıymeti olması, ayrı ayrı insanlardan daha ulvî bir membadan sadir olmasıdır. O memba; cemiyettir, millettir. Filhakika, ahlâkiyet, hususî fertlerden ayrı ve bunların fevkinde, ancak içtimaî, milli olabilir. Milletin içtimaî nizam ve sükûnu, hal ve istikbalde refahı, saadeti, selâmeti ve masuniyeti, medeniyette telakki ve tealisi için insanlardan, her hususta alâka, gayret, nefsin feragatini ve icap ettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden millî ahlâktır. Mükemmel bir millette millî ahlâkıyet icapları, o millet efradı tarafından âdeta muhakeme edilmeksizin vicdanî, hissî bir saikle yapılır. En büyük millî his, millî heyecan; işte budur. Millet analarının, millet babalarının, millet hocalarının ve millet büyüklerin; evde, mektepte, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve mütemadiyen verecekleri millî terbiyenin gayesi işte bu yüksek millî hissi sağlamlaştırmak olmalıdır. Kaynak: Afet İNAN, Vatandaş İçin Medeni Bilgiler, Kitap 1, s20, 1930 (Başbuğ ATATÜRK'ün denetimi ve katkısıyla yazdırdığı Orta Öğretim Ders Betiği, ABD ile 27 Aralık 1949 tarihinde imzalanan FULBRİGHT ANLAŞMASI devamında kaldırılmıştır.) #TürkTarih Savı - #GüneşDil Kuramı
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.