Video: youtu.be/qJWbNIiL-cA
Türkiyem.
Dilaver Cebeci'den okuduğum ilk kitap.
Türkiyem, 271 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; anne, aşk, at, baba, bozkır, çocuk, dağ, erkek, kadın, kahramanlık, kuş, öfke, ölüm, özlem, sevda, şehir, vatan ve yalnızlık gibi temalarda şiirler yer alıyor. Şiirlerdeki coşkunluk ve destansı ögeler oldukça dikkat çekici.
Kitabın girişinde bulunan Cebeci'nin şiir dünyasına ilişkin yazılar kitabın anlaşılabilirliğini olumlu yönde etkiliyor.
Kitaptan bazı alıntılar:
Sabırsız lavlar dolaşırken kıvrımlarında beynimin
Her cumbanın altında durup düşünüyorum (37).
Sevgime denk öfkemi
Emiyor kaldırımlar (41).
Gün batıdan doğuya bir dualı er yürür
Çölleri, orduları, surları yener yürür (42).
Tanrı ona Türk demiş, önüne dursa dağlar
Onları binek eyler, üstüne biner yürür (42).
Bir sızı içimde keleplenirdi
Kulağım adını duyduğu zaman (43).
Kim bilir belki de sana doyarım
Topraklar yağmura doyduğu zaman (43).
Ruhum ruhunla kucaklaşırken
Bedenim orada yıkılıp kalsa (44).
Erguvan arzular doldu içime
Katmerli güllerin aklıma düştü (45).
Bakarken gözlerin pınar gibiydi
Bengisu doldurup sunar gibiydi
İçinde ateşler yanar gibiydi
O diri hallerin aklıma düştü (45).
Kimisi fidandır, kimisi çınar
Yaralan hâlâ sızılar, kanar
Mermere dokunsan ellerin yanar;
Sarıldım bağrımı yaktım ağladım (47).
Başımı önüme yıktım ağladım (47).
Yanakta gamzesi sevda çukuru
Görkemi ülkerce hem yüzü güzel (50).
Sen bilmezsin Sitare
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu (61).
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum (61).
Seninle konuşurken Sitare
Aklıma yıldızlar dökülüyor (62).
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var (62).
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi
Iğıl ığıl akıyor içime (65).
Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
Güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var; diyorum (65).
Asra yemin olsun ki hüsrandayım (66).
Ve ağıtlar yükseliyormuş o güzel atların gittiği yerden (71).
Kararım yok, durağım yok Hümeyra
Şimdi yeryüzündeyim (76).
Konuş benimle ey Hümeyra
Burada kalmak istemiyorum (76).
Yıldızlar uzakta kehkeşanlara sığınır
Ben sana (78).
Muhkem bir kale ol sarp yamaçlarda
Kuşatıp cenk ile alayım seni (88).
Sonsuzun ardında yine sonsuz var (89).
Susadım, su diye içtim zamanı
Bindim bir huzmeye geçtim zamanı (95).
Rahmânsın, Rahîmsin, teksin, yücesin
Türk’ü birbirine kırdırma yâ Rab!
Al canını hemen şu münafığın,
Onu muradına erdirme yâ Rab (101).
Mezardan karanlık, rüyadan derin
Eris kuyusuna düşmüş gözleri (103).
Başlar kirpik uçlarımda eski bir savaş (105).
Her bahar gönlümde çiçekler açar
Sarılar giyinen güzde sen varsın (108).
Tarar dururum saçlarını bir siyah boşluğun (123).
Bir gün akıllı bir iş edeceğim
Alıp başımı gideceğim (124).
Çıkar gelirim o zorlu savaşlardan (130).
Bir emin belde idi baş koyduğum dizlerin
Yumunca gözlerimi masallara uçardım (136).
Baş koymuşum Türkiye'min yoluna
Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm,
Asırlardır kır atımı suladım.
Irmağının akışına ölürüm (151).
Deli sular, salkım-saçak söğütler,
Kışlada kumandan, asker öğütler,
Yaylalarda ata biner yiğitler,
Bozkurt gibi bakışına ölürüm (151).
Sevdalıyım, yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem.
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına ölürüm (151).
Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım,
Kilimlerde çizgi çizgi efkârım,
Heybelerin nakışına ölürüm (151).
Umulmadık bir yönden çıkar gelirim (170).
Bir zafer ulağı gibi uzaklardan
Gel sızılı günlerime otur ne olur (174).
Bu sessiz dünyama girecek misin
Ellerini bana verecek misin (183).
Şimdi bu müşkülüm görecek misin
Ellerini bana verecek misin (183).
Bu kısır toprağı sürecek misin
Ellerini bana verecek misin (183).
Sarı saçın omuzlardan aşağı
İnce bele varışını seyrettim (185).
Sana dert dökmeye yetmiyor bir gün
Kâğıt bile mısralardan tedirgin
Vakit gece, kalem hasta, göz yorgun
Yazamadım, yazılmıyor Sultanım (186).
Bir büyük kent güzelliğinde gözlerin
Ve ellerin sevgi yorgunu
En tatlı çağrıdır dudakların
Saçların bitmeyen konu (199).
Ellerim günahkâr, dizlerim günahkâr
Bırakmıyorsun, sana tutsağım (203).
Sana olan özleminden bu doğu topraklarının verimsizliği (207).
Gün doğuyor gözlerim kan çanağı (209).
Muhtacım, sana muhtacım
Bir şeyler söyle beni inandır (213).
Seni ellerinden, kollarından
Seni en güzel yerlerinden
Seni dudaklarından
Öpmedim (214).
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum (220).
Huzura şekil veriyor incecik parmakları (228).
Henüz denizler yoktu ben seni severken (230).
Eski toprak evlerin yerlerini telaşlı caddeler almış (232).
Ne müzeyyen kitaplar karıştırdım sayfa sayfa (234).
Bekleme, ağlama, beni çağırma
Tükendi dermanım gelemiyorum (235).
Anılar gözlerimde yıkık kentlere döndü (238).
Bıçaklar tabancalar dururken
Bir çift sözden ölecekti ikimizden birimiz (267).
Hep böyle ışıklı mı kalacak gözlerin (268).
TürkiyemDilaver Cebeci · Panama Yayıncılık · 2016270 okunma
··
659 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.