Gönderi

Seçim Şarkıları
Bazen çocukluğumun seçim şarkılarını açar dinlerim. Özellikle Refah'ın Vakti Geldi benim için çok farklı anlamlar taşır. Duygularımın kat kat biriktiğini, tüylerimin diken diken olduğunu, nabzımın yükseldiğini, gözlerimin dolduğunu fark ederim. Çocukluğumun duygusal alt yapısında siyaset yoktur ama bir mağduriyet hissi galiptir. Bugün yine aynı duyguların mağlubuyumdur itiraf ederim. Arabesk bir mağduriyet hissi değil, beni Allah'a yaklaştırmasını umduğum beyaz bir karanlıktır bu. Bir kefen gibi öldürücü değil, bir tül gibi başka ufukları sarmalayan, zamanı ve mekanı beş duyunun ötesine taşıyan bir beyazlık. Beyazdır ama yine de karanlık... Aynı besteyi yine sokaklarda duyunca kulak kesildim. Sözler değişmiş ama beste aynı beste. Demek müziğin de ayrı bir dili var. İçimizin derinliklerinden bulup çıkardığı, bir yapbozun parçaları gibi eşleştiği, okuyamadığımız ama anladığımız cümleler kuran bir dil. Bazen rüyamda kitap okuduğumu görürüm. Dikkat kesilirim harfleri görebilmek ve "gerçek" anlamda okuyabilmek için. Ama bir kez olsun bunu başaramadım ve başaramayacağımı da biliyorum. Çünkü rüyada aslolan harfleri görerek okumak değil, okuduğunu bilmek! Rüyada kitabı oluşturan harfler, kelimeler, cümleler, paragraflar, dolu dolu sayfalar değil; kitabın adı. Rüya tabirinde hangi kelimeyi okuduğumu değil, hani kitabı okuduğumu arayacağım çünkü! Geçmişim sanki bir rüya ve ben tabirine bakarken günleri ve saatleri değil, çocukluk yıllarımı arayacağım. Bugün hiçbir seçim şarkısının sözlerine kulak vermiyorum. Önemsemiyorum basitçe. sözlerine kulak verdiğim son seçim şarkısı Ak Parti'nin Haydi Bir Daha'sı idi. Telefonuma kaydedip dinlediğim iki seçim şarkısı bunlardır. Yaşım artık zevâle meylederken siyaset denen olgunun çok çok daha dışında hissediyorum kendimi ve bu his beni öylesine rahat kılıyor ki. Doksanlı yılların mağduriyet hissini içimden çıkarabilecek kimse yok, bunu istemiyorum da zaten. Bu hisler bana ait... bazen bir seçim şarkısı beni kendime getiriyor ve kim olduğumu hatırlatıyor. Mağduriyet hissi insanı nasıl da güçlü kılıyor, güçlü olmak insanı nasıl da mağdur edebiliyor. Mağdurken güçlü, güçlüyken mağdur olma ikilemini ancak Asr-ı Saadette yaşasaydım aşabilirdim sanki. O muvazene asrında... Şimdi sanki tüm muvazeneler bozulmuş... Hislerimin doğruluğuna da itimad edemiyorum artık.
·
106 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.