Video: youtu.be/FN7hjEujMRw
Tümceler.
Oruç Aruoba'dan okuduğum 15. kitap.
Tümceler, 167 sayfalık felsefi bir deneme kitabıdır.
Kitapta; ağaç, ay, ay, aydınlık, bahar, çınar, dalga, deniz, deniz, doğa, felsefe, güneş, kar, kış, kuş, martı, ölüm, rüzgâr, vapur, yağmur, yalnızlık ve yaşam gibi temalarda denemeler yer alıyor.
Diğer kitaplarında olduğu gibi felsefeyle yoğurulmuş metinlerle okur karşısına çıkan Aruoba derinliği olan çok uzun tümceler tercih etmiş. Sanatçı kitap boyunca doğayı anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.
Kitaptan bazı alıntılar:
Güneşi başka dünyalara uğurladık (11).
Martılar da güneşe gittiler (13).
En değerli aydınlık,
karanlıktan sonraki ve
önceki aydınlıktır (14).
Felsefe yapmak, kişinin
gelmeyeceğini bildiği birisini
beklemesine benzetilebilir (15).
En yoksul toprak bile
tohum doludur (25).
Daracık gökyüzünden
gene de eksik olmaz
kuşlar (26).
Dünya, uyur da (27).
Koşulları vardır: yerine gelirlerse olur; gelmezlerse ölür (30).
Bulutlar yaklaşıyor
Hava serin olmayacak
Dalgalar yaklaşıyor
Deniz derin olmayacak (32).
Hiçbir zaman kazanılmaz, çünkü hiç kaybedilmemiştir (33).
Bir şairin gözleri kapanınca dünyada görülecek şeyler azalır (36).
Zor iş, ölen için değil de yaşayanlar için: Gidip, teşhis edip, alıp, götürüp, yıkayıp, sarıp sarmalayıp, bir kutuya koyup, bir çukur kazıp, taşıyıp, gömüp, toprak küreyip, ağlamalarını gerektiren bir iş, zor (37).
Rüzgârın karanlığa boyun eğmesi de garip (39).
Yalnızlık idman gerektirir (44).
Fırtına, göğü renklendirir (47).
Sevmiyorsak
yokuz (50).
Gelip konup,
ayrılıp toparlanıp,
uçuşup cıvıldayıp,
dönüp dolaşıp,
konup kalkıp,
birleşip toparlanıp,
çekip gittiler güneye
Kargalar şimdi yalnız (73).
İnsanın kullanıp, yıpratıp, tüketip, atıp bıraktığını, ana kucağına geri alır doğa (80).
Nasıl dolunay akşamı tam güneş batarken ay doğarsa ertesi sabah da tam ay batarken güneş doğar (83).
Yalnızca birkaç tümce olabildim (86).
Aydınlık karanlıktan daha yavaştır (93).
Birlikte uyumak kadar birlikte uyanmak da sevgi göstergesidir (95).
Kuşlar, bir gün doğumunda bir de gün batımında heyecanlanarak ünlenirler. Birincisinde yeniden görebildikleri için; ikincisinde artık göremedikleri için, bu iki heyecan aynı şey değildir, tabii ki (96).
İmbat esse deniz ısınıyor ama bulanıklaşıyor; poyraz esse berraklaşıyor ama soğuyor (98).
İmbat esse deniz ısınıyor ama bulanıklaşıyor; poyraz esse berraklaşıyor ama soğuyor (101).
Tümce, onu yazan kişinin yaşamında bulur, doğru olup olmadığının ölçüsünü (102).
Sis, güneşe engel olamaz (131).
Sis, düşmüş buluttur
Bulut da yücelmiş sis (134).
Karanlık arttıkça ışıklar da çoğalır (139).
Odan gün boyu güneşli olmuşsa
gece de penceren buğusuz olur (140).
Şiddetli kışın baharı da şiddetle gelir (151).
Mutlaka okumalısınız.