Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
Bu tarz kendi deneyimlerimi bana anımsatan kitaplara karşı sevgim ekstra artıyor. Ciddi anlamda tenise karşı ilk anım küçük bir çocukken izlediğim Agassi maçıyla başlıyor; kime karşı oynadığı, maçı kazanıp kazanmadığını anımsamıyorum. Tek belirgin şey küpesi, kel kafası ve kortu domine eden enerjisi, bir asi isyankarlığıyla beni ele geçirmesiydi. O anki büyülenme hissimi amatör bir oyuncu olarak tenis raketini elime aldığım anda bir daha hissetmiştim. Tenis diğer sporların aksine içimde biriken kazanma itkimi törpülememi sağlayan ve anlardan daha fazla keyif almamı sağlayan şey olmuştur. Asla muhteşem bir oyuncu olmadım ama kaybettiğim maçlarda bile file önüne bıraktığım kesme vuruş, iki elle gönderdiğim paraleller ve üç dört adım sonrasını çizdiğim oyunlardan aldığım puanlar beni başlı başına mutlu eder hale gelmiş ve bu yaklaşımı hayatımdaki diğer alanlara yönelendirmemi sağlamıştır. Wallace benden daha iyi bir oyuncu olarak hayatına başlamış ama büyüdükçe fiziksel olarak bu oyun karşısında becerilerinin (zihinsel olgunluk, fiziki direnç gibi etmenler tek başına yeterli olmaz, tüm özelliklerin keskinleşmesini talep eden bir oyun tenis) fark yaratmadığını anlayarak mesleki rotasını değiştirmiş birisi. Kitap Wallace'ın farklı zaman dilimlerinde tenis üzerine yazdığı beş yazısından oluşuyor. Yazılar farklı dönem ve dergilerden alınmış olmasına rağmen kitap içerisinde bir kronolojiyi takip ediyor. Bir oyuncu olarak başlaması, genç bir yıldız olan Tracey Austin'e karşı hissetti hayranlık ve kıskançlık, döneminin sükseli oyuncularından Micheal Joyce'a karşı hissettiği hayranlık ve kapanış olarak seçtiği Federer yazısı(başlığın güzelliği en az Federer'in korttaki şiirselliği kadar hoştur; Kutsal bir deneyim olarak Federer) ki onu Nadal'ı anmadan anlatmak düşünülemez. Federer ve Nadal çekişmesine tanık olarak büyümek ve yaşlanmak deneyimlerin en güzeli olarak kalacak benimle ki Wallace oyunun her anlamda baştan çıkarıcı hale geldiği 2008 Wimbledon finali üzerine kuruyor yazısını. Tenis'e tutkuyla bağlı olanların büyük bir keyifle okuyacağı bir derleme olmuş. Kitabın çevirisi için spor medyasından iki çevirmen tercihi seçilen yazılar kadar yerinde bir seçim olmuş. Oyuna ilgisi olmayan bir çevirmene verilmiş olsaydı(ki spor belgeselleri ve spor kitaplarının yanlış ellerde nasıl heba edildiğine dair bir çok örnek var) bu denli keyif alarak okuyamazdım kitabı.
Sicim Teorisi
Sicim TeorisiDavid Foster Wallace · Siren Yayınları · 202310 okunma
·
108 görüntüleme
missprufrock okurunun profil resmi
Ahh yaşasa da Djokovic’in kırdığı rekorları görseydi keşke 😔
arden okurunun profil resmi
Belki benim gibi görmezden gelmeye çalışırdı😀
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.