Gönderi

Kasların çalışmak, zihinlerin yaratmak için sancı duyması zaten insanoğlunun kesin işlevlerinin en sonuncusu. İnsan demek bu demek. Bir duvar yapmak, bir ev, bir baraj kurmak, ona İnsan' dan bir şey katmak, o duvardan, evden, barajdan da İnsan'a bir şey almak. Ağırlık kaldıra kaldıra sert kaslar edinmek, düşüne düşüne net çizgi ve şekiller bulmak. Çünkü insanın bu evrendeki organik olsun, inorganik olsun, başka hiçbir şeye benzememesinin nedeni, yaptığı işin ötesinde gelişmesidir. Kavradığı şeyleri basamak olarak kullanıp yükselir, yapıtlarının çok ilerisine varır. Şunu söyleyebilirsiniz insan için: Kuramlar değişip yıkıldığı zaman, düşünce okulları, felsefe ve inançlar, kimi milliyetçi, kimi dinsel, kimi ekonomik konudaki dar ve karanlık düşünce yolları önce gelişip sonra parçalandığı zaman, insan ileri doğru uzanır, sendeler, acı duyar, bazen de hatalar yapar. Adımını attıktan sonra bazen gerisin geri kayabilir ama, en fazla yarım adım geriye kayar, asla bir adım kaymaz. Kesinlikle inanabilirsiniz buna. Kapkara uçaklardan pazar yerine bombalar yağarken de, tutuklular domuz gibi üst üste tıkıştırılırken de, ezilen gövdeler pis pis akıp toza toprağa karışırken de emin olabilirsiniz bundan. Şu yüzden emin olabilirsiniz: Eğer ileriye o adım atılmamış olsaydı, o sendelemenin acısı insanın içinde hala canlı olmasaydı, bombalar düşmez, gırtlaklar kesilmezdi. Siz asıl bombalayanlar sağ olduğu halde bombalamanın kesileceği andan korkun. Çünkü her bomba, ruhun henüz ölmediğinin kanıtıdır. Mülk sahipleri sağken grevler durmuşsa ... ondan korkun işte. Çünkü ezilip bastırılan her grev, bir adım atıldığının işaretidir. Şundan emin olabilirsiniz ... korkulacak zaman, İnsan' ın bir ülkü uğruna acı çekmeyi ve ölmeyi reddettiği zamandır. Çünkü bu bir tek nitelik İnsan' ın temelidir. Bu bir tek nitelik, evrende benzeri olmayan İnsan' ın ta kendisidir.
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.