Bayram ve Seyran 7 yaşlarında ikiz kardeşler. Hatta köyde kalan tek erkek onlar! Köydeki otuza yakın evden sadece sekizi doluydu. "Tabaa'nın laneti" kehaneti köyde hüküm sürerken çoğu hane evini ve köyünü terk edip gitmişti. Bu lanetin erkeklere bulaştığı ve onları öldürdüğü korkusuyla erkeklerin çoğu gitmeye ikna edemedikleri eşlerini arkalarında bırakıp kaçmışlardı. Bayram ve Seyran köyde kalan tek erkekler onlardı. Annelerinin onlara hazırladığı merhem sayesinde hayatta kaldıklarının inancıyla her gün aynı rütüeli yaşayan ikizler, annelerine hiç itiraz etmeden kabullenmişlerdi bu durumu. Kadınlarla dolu bu köyde arkadaşlarının ve akranlarının olmaması bir de Tabaa'nın laneti ile yaşamaya mahkum doğmuştu ikiside...
Birde annelerinin kasetleri vardı, kalan köylü kadınlar beyazlar içinde evlerinin avlusunda toplanır, halka oluşturur, Bayram ve Seyran da ortalarında kasedi teybe yerleştirip ilahilerin eşliğinde cereyan eden gelişmelerle büyüyorlardı...
Diyer yandan Tabaa'nın lanetinin efsanesini okuyor, okurken yaşananların şaşkınlığı ve dehşeti içinde kalıyoruz.
Yazarımız ,kendi yaşamına dair izleri, ilahi ezgilerinin , şifalı otların, tekinsiz fısıltıların, gizemli atların, hurafelerin kol gezdiği bir evrende , olağan üstü aynı zamanda çelişkikeriyle insanın olduğu her yere benzeyen tüm zamanlara ait bir coğrafya hikâyesi...
Yaşattığı heyecan ve ironiyle farklı bir okuma sunan bu roman okuyucusunu çokça düşündürecek birazda ürkütecek türden.
İki farklı akışta okuyucusunu adeta kendine hipnoz şeklinde bağlayan bu hikâye örgüsünü çok tuhaf duygulara bürünerek okumaktan kemdinizi alıkoyamayacaksınız... 
Devran Kaya
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.