Gönderi
“…fener, ışığıyla geceyi gündüze çeviriyor, silüetlerimizi keskin kabartmalara dönüştürüyordu. Lokomotif bizi geçti, hepimiz trenin yanı sıra koşuyorduk, kimimiz yan merdivenlere asılıyor, diğerlerimiz kapalı yük vagonlarının yan kapılarını açıp içeri giriyorduk.”
"Demiryolu Serserileri", Jack London’ın, ilk baskısı 1907 yılında yapılan kendi hayatından kesitler içeren romanıdır. Başkahraman Fridco Kid bir serseridir, trenlere asılarak binmekte ve ücretsiz seyahat etmektedir. Kitapta onun ve dahil olduğu demiryolu çetelerinin yol boyunca başından geçen serüvenleri okuruz. Kitap son derece sade ve kolay okunabilir bir üslupla kaleme alınmış dokuz bölümden oluşur: İtiraflar, Trene Asılmak, Tablolar, Enseleniş, Mapushane, Gece Geçen Hobolar, Demiryolu Çocukları ve Çaylaklar, İki Bin İpsiz, Aynasızlar.
Kahramanımızın demiryolları ve trenlerle tanışma hikayesi, Viski Bob isimli bir serseri tarafından çalınıp Port Costa açıklarına demirlenmiş bir tekneyi sahibine geri getirme görevini alması ile başlar.Hikayeler, çoğunlukla kahramanımızın uğradığı şehirler, hapishane ve trenlerde geçer. Kitap boyunca sürekli bir yolculuk halinde olduğumuz hissine kapılırız. “Trene Asılmak” isimli kısımda, kahramanımız, hareket halindeki trende, ateşçi, makinist ve fren memurları ile adeta köşe kapmaca oynamaktadır. London, hikayenin geçtiği dönemi çeşitli yönleri ile eleştirir. Adalet sistemi de onun kaleminden nasibini alır.Ayrıca dönemin hapishanelerindeki koşulları tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermesi yönüyle de dikkat çekicidir.Tren yolcuklarını çok severim fakat hiç bir trenden başka bir trene atılarak asılarak ordan oraya ücretsiz bir şekilde seyahat eden birini hiç görmemiştim. London'ın yolculuğuna ortak olmak isteyenlere "Demiryolu Serserileri" ni tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.