Merhaba arkadaşlar Hadi gelin tarihin tozlu sayfalarını birlikte göz atalım. Tripoliçenin külleri; Kaymakam Mete'nin yarım kalmış hikayesinin başlangıcı . Mete çok küçükken polisler, bir dilenci çetesinin elinden kurtararak sosyal hizmetler yurduna gönderiliyor. Sahaf Müşfik Baba ile yolları da bu yurtta kesişiyor. Ve Müşfik baba Mete'yi büyütüp okutuyor , ona sahip çıkıp babalık yapıyor. Mete sık sık sahafı ziyaret eder, babası ile kitapların arasında olmaktan keyif duyar. Yine bir ziyaret sırasında sayfaları yıpranmış, zarar görmüş, el yazması hatırat dikkatini çeker. Hatırat 99 depreminde büyük zarar görmüş, cildinden ayrılmış. Aile bulduğu parçaları bir torbanın içine koyup tamirat için, Müşfik babaya emanet edilmiştir. Mete hatıratı okuyup aynı zamandan tamiratını yapmak olmak üzere müşrik babadan izin alır. Ve asıl hikaye başlar. 1821'de Akça hocanın gördüğü bir rüya ile yolculuğa başlayan Mete'yi acı ve dehşet dolu bir hikaye bekler. Tripoliçe katliamı; 1821'de Yunanlıların Osmanlı devleti'ne karşı ayaklandıları , Mora isyanı sırasında ele geçirdikleri on binlerce Türk'ü acımazca katlettileri bir katliamdır. Mete hatıratı okurken dehşete kapılır. Öyle ki Tripoliçe'deki zulüm öyle derin izler bırakmış ki yabancı gazeteciler bile bu anlara şahit olurken, bunun bir isyandan öte katliam olduğunu, acının derin yankılarını yazmakta güçlük çekmiş. Hatırat Mete'nin hayatında farklı bir kapı açıyor. Aslında kim olduğunu, neden kimsesiz kaldığını, kolundan hiç çıkarmadığı bilekliğinin sırrını öğreniyor. Kitabın da başında dediği gibi; Mete ,yarım kalmış bir hikâyenin, yarım kalmış cümlesi... Öyle bir sonla bitti ki gözlerimden akan yaşlara engel olmadım. Ayrıca tarihimizin dehşet ve acı dolu anlarını okumak, bir mezar taşı bile olmayan isimsiz kahramanlarımızı anmak , böylesine kötü bir katliama şahit olmak derinden yaraladı. Kitaplığımın nadide bir parçası olarak her daim övgülerle bahsedeceğim bir kitap. Eser hakkında konuşacak çok fazla detay var. Ama ne yazsam sırrını açığa çıkaracak gibi hissettiğim için mutlaka okumanızı tavsiye ederim dostlarım sevgiyle kitapla kalın #alinti Akça hocanın soyundan gelen tüm ailenin yarım kalmış bir hikayenin kahramanı olduğunu düşünmeye başladı. " Nesilden nesile yarım kalmışlık, genetik bir miras gibi aktarılmış sanki."

Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 040 okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif ŞANCI