Gönderi
Selam kitap dostlarım! Okurken bitmesini asla istemediğim, bir sonraki sayfaya merakla çevirdiğim, kimi zaman güldüğüm kimi zaman üzüldüğüm bir okuma oldu benim için. Konum ve tarih olarak eski İstanbul, yeni İstanbul baz alınsa da kitapta verilen birçok mesaj vardı. Hepsini de iliklerime kadar hissettim.
Ana karakterimiz Peri, arkadaşı Ayşegül ile gizlice dışarıya çıkmaya karar verir ve olanlar olur. Nasıl olduğunu, nasıl yaptığını anlamadığı zaman yolculuğu onu yıllar yıllar öncesine götürür. Fakat aynı yere, aynı bedende, aynı yaştadır. Bunlar tamam, fakat birçok değişiklik vardır. Gözlerini açtığında gördüğü İstanbul, kapattığında gördüğü İstanbul’la aynı değildir.
Çıktığı bu zaman yolculuğu ona rüyayı anımsatsa da her şey öylesine gerçekçidir ki, acaba bundan önce yaşadıkları mı rüyaydı yoksa bunlar mı ayırt edemez hale gelir. Günler günleri kovalar, Peri yeni bir aile, yeni arkadaşlar ve en önemlisi de yeni ve ilk aşkını kazanır.
•Eski İstanbul’u okurken içim ısındı dostlarım. İsmi geçen yerlerin birer birer harabeye dönmesi de derin yaralar açtı bende…. Peri de en az benim kadar üzüldü bu duruma. Gördüklerinin artık bir hiç olması, hatta bazılarını ilk kez görül duyması da cabasıydı…
Derken, rüya son bulur. Acı gerçeklere geri döner. Fakat bu yolculuk neden ve nasıl olmuştu? Peri döndüğüne sevindi mi üzüldü mi..? Her şeyin sebebi neydi, bu yolculuk neden olmuştu?
Kitabı okuduktan sonra acı gerçeklerle ben de yüzleştim. Eski zamanın nazikliği, o dönem insanlarının bilgilerinin tazeliği… Sadece kitabın sonuna geldiğimde “Nasıl yani, bu kadar mıydı?” dedim. Çünkü bana göre havada bitmişti, devam etmesini çok isterdim…
·
104 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.