"Nerede ve hangi zamanda yaşıyorum ben? Yoksa o zaman ile bu zaman arasında kalmış bir zamansız mıyım?"
Peri, köy enstitüsünde okuyarak öğretmen olmuş anneannesinin anlattığı eski İstanbul zamanlarını, zorlu geçen Cumhuriyetin kuruluş yıllarını, savaşın zorluklarını ve bugüne nasıl gelindiğine dair anıları dinleyerek büyümüş bir genç kızdı. Müteahhitlik yapan babasının siyasetten tanıdığı birileri ile işini büyütmesi sonucu ailesine karşı tutumunu da katılaşmış, annesiyle kendisinin giyimine, davranışlarına müdahale eder olmuştu. Bu baskı onu üzse de anneannesi ile yaptığı sohbetler onu mutlu etmeye yetiyordu.
Hayatında unutamayacağı anılara sahip olacağı o gün arkadaşı Ayşegül ile Bakireler Mabedinin oraya giden Peri, alışveriş yapan arkadaşını beklerken anneannesinin dedesi ile tanıştığı bu yer ile ilgili anıları hatırladı. Mabedin sütunları dokunurken esen rüzgarın ve yaprakların çıkardığı hışırtı sesi ile başı dönerek kendinden geçti.
Gözlerini açtığında kendini 1951 yılı İstanbul'unda buldu. Bu zamanda da adı Peri'ydi fakat farklı bir ailesi vardı. Olanlara anlam veremese de İstanbul'un betonlaşmamış güzelliğine hayran kaldı. Bir yandan da insanoğlunun nasıl güzel olan herşeyi mahvetmeye çalışmasına hayret etti.
Yaşadığı zamana geri dönebilmek için tek çaresinin bu zamana ve duruma ayak uydurmak olduğunu anlayan Peri, burada güzel dostluklar kurdu ve ilk aşkı tattı.
Ailesini çok özlese de bu zaman ile kendi zamanı arasında seçim yapmakta zorlanan Peri'nin bu yaşadıkları acaba bir rüya mı yoksa gerçek miydi?
#UmutDikici nin güzel betimlemeleri ile eski İstanbul sokaklarında tarihte yer etmiş kişiler ile zaman yolculuğu yapmak isterseniz bu kitap tam sizlik
UMUT DİKİCİ
@ikinciadamyayinevi
Semra
#engelsizokurlaokuyoruz #ikinciadamyayınları
#kitaptavsiyesi
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.