Gönderi

238 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Dikkat bu yazı kitabın sonu hakkında bilgi içerir. Aslında klasik Türk romanlarının olay örgüsüne sahip olan kitap bize öğretildiği gibi kötülüğün asla sonsuza kadar kazanamayacağını bize çok iyi anlatıyor. Firavun adlı geminin yardımcı kaptanı Edmond becerikli bir denizi olmanın yanı sıra aynı zamanda iyi kalpli bir insandır. Geminin birinci kaptanı ölüm döşeğinde ona bir mektup emanet etmiştir ve o emaneti yerine ulaştırmaktan başka bir şey düşünmez. O böyle iyilikler yapadursun yaşlı ve fakir babası ile güzeller güzeli nişanlısı onun yolunu gözlemektedir. Başlarına gelecek olan felaketten kimsenin haberi yoktur. İkinci kaptanlıktan birinci kaptanlığa terfi edilmesini çekemeyen Danglars ile Edmond’un güzel nişanlısına âşık olan Fernand kafa kafaya verip Edmond hakkında asılsız iddialarda bulunurlar. Tam da nişan yemeği sırasında Edmond polis tarafından alınıp götürülür. Karşısına çıkan ve onu sorgulayacak olan savcı her ne kadar iyi niyetli görünse de kendi çıkarı için gözünü kırpmadan Edmond’ u hapse atmaktan geri durmaz. Mektupta yazılanlar ve hain olduğu iddia edilen kimse savcının babasıdır. O da babası yüzünden kariyeri mahvolmasın diye olayı örtbas eder ve Edmond’ u çıkmamak üzere hapse atar. Ondan haber alamayan babası açlıktan ölür. Ondan yıllar boyu haber alamayan nişanlısı ise evlenir. Kötülük yapan iki adama gelirsek. Onların ikisi de başlarda çok zengin olurlar. Danglars işe istediği gibi geminin kaptanı olarak başlar. Sonrasında kendi açık gözlüğü sayesinde zengin olur. Fernand da benzer şekilde doğru olmayan yollardan zengin olur ve Edmond’ un güzel nişanlısı ile evlenir. Görünüşte bu iki kötü kalpli insan kazanmıştır. Ancak yıllar sonra onlara hadlerini bildirecek biri çıkıp gelir: Monte Cristo Kontu. Uzak bir diyarda Monte Cristo denen bir yerin kontu olduğunu iddia eden şahıs hem akıllı hem görgülü hem de çok zengindir. Bir şekilde başlarda Danglars ile Fernand’ a yardımı dokunur gibi görünse de onların kendi kuyularını kazmalarına vesile olur. Bu arada da yıllar önce Edmond’ un fakir babasına yardım eden tek insan olan geminin sahibi Bay Moller ve ailesine de büyük yardımlarda bulunur. Onları büyük bir felaketten kurtarır. Tüm bu işleri yapan yabancının kim olduğu ise kitabın sonunda aşikâr edilir. Yıllar boyunca hapiste kalan ve orada öldü zannedilen Edmond yan hücresinde kalan rahip ile arkadaş olur. Zaman bol olduğu için rahip bildiği her şeyi ona öğretir. Ölüm döşeğinde ise yaşlı rahip Edmond’ a büyük hazinesinin yerini söyler. Hapisten kaçması ise yine o iyi kalpli adam sayesinde olur. Yaşlı rahibin cenazesinin yerine geçer ve hapisten çıkarılıp nehire atılır. Böylece kurtulmayı başarır. Bundan sonra yapacağı ilk şey gidip büyük hazineye sahip çıkmak ve ailesini yeniden bir araya getirmek. Ancak ailesinin ve sevdiklerinin başlarına gelen felaketler onu intikam almaya sevk eder ve o da hem zekâsı hem de parası sayesinde bunu başarır. Danglars’ ın ve Fernand’ ın felakete sürüklenmesine seve seve yardımcı olur ve bunu da kayıtsız bir memnuniyetle izler. Tüm olanlara baktığımızda kötüler her daim bir süreliğine kazanırlar. Daimî kazanç maalesef ne kötüler ne de iyiler için söz konusu değildir. Bu güzel kitabı bu kadar geç okuduğum için gerçekten çok üzgünüm. Daha önce okumalı ve zevkine ermeliydim. Ama neyse ki her kitabın bir zamanı olduğunu ve onu asla o zaman gelmeden okumanın mümkün olmadığını bilecek kadar yaşlıyım artık. Umarım bu bilinç seviyesine herkes daha erken bir yaşta erer. Gerçekten huzur verici bir bilinç.
Monte Cristo Kontu
Monte Cristo KontuAlexandre Dumas · Epsilon Yayınları · 201126,2bin okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.