Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Boyut kapıları...
Dünyanın herkesi etkileyen, herkesi etkisi altına alıp büyüleyen manyetik bir renozansı vardır... Buna şöyle bir örnek verelim: Örneğin bir arkadaşınızla yola çıkıyorsunuz, bu seyir esnasında çok fazla olaylar maceralar yaşıyorsunuz. Aç kalıyorsunuz, susuz kalıyorsunuz, ya da akabinde bazı olaylarla karşılıyorsunuz, karnınız doyuyor çok güzel unutamayacağınız anılar yaşıyorsunuz. Dolayısıyla artık o sizin, bir kader arkadaşınız, bir kader yoldaşınız olmuştur... Nihayetinde binlerce mil yürüdükten sonra bir yere varıyorsunuz. Burada bir büyücü var, bu kişi arkadaşınıza bir iksir içiriyor. Arkadaşınız bir anda her şeyi unutuyor, sizi de unutuyor, yaşadıklarını da unutuyor, geçmişini de unutuyor. Öyle ki o iksirin etkisiyle ona artık İyi insan demek pek mümkün değil, belki de size düşman kesiliyor... İşte içinde bulunduğumuz dünyanın manyetik alanı da insanı tam bu şekilde etkiler ve büyüler.. Kişi artık özünü, varlığını, nereden geldiğini, kendisinin ne olduğunu, dolayısıyla kendi sonsuz potansiyelini de unutmuş artık kendisini insan zannetmektedir... "Bir büyü müdür, yoksa görmüyor musunuz? ayeti tam olarak bu olaya işaret eder.. Bu kendini insan zanneden varlığın, nasıl bir şey olduğunu, ne karakterde olduğunu nasıl bir menem, olduğunu anlatmaya gerek yok.. Karanlıklara ve pisliğe boğulmuş, sonu yaklaşan dünyanın hali ortada... Miraç ve boyut kapıları: Dünyamızda, bu büyüsel manyetik alanların işlemediği, bazı açıklar ve delikler vardır. Bu deliklere ille boyut kapısı demesek de olur. Büyüsel manyetik alanın giremediği, etkilemediği bu deliklerde sanki hiç iksir içmemiş ya da iksiri kusmuş gibi kendine gelirsin.. Gözün açılır, uyanırsın, kendini hatırlarsın, kendinin ne olduğunu, kendi potansiyelini... Dünyamızda bu deliklerden birçok yerde vardır, mesela Kudüs... Peygamber efendimizin Miraç adı altında orada ne yaşadığını, neleri hatırladığını, kendinde nelerini gördüğünü umarım bununla tahayyül edebilirsiniz... Ve bununla birlikte, yeryüzüne inmiş yüzbinin üzerinde Resul ve Nebi'nin, neden buraya gelip, buraya iltifat ettiğini umarım anlayabilmişsinizdir... Sadece Kudüs'te değil, dünyanın muhtelif yerlerinde vardır. Mesela 100'e yakın imparatorluğa ev sahibi yapmış, İstanbul Fatih yarımadası'nda... Beykoz'da.. Konya, Alaaddin tepesinde (ki buranın hikayesini daha önce anlatmıştım. Şemsler, Mevlana'lar boşuna buralardan çıkmadı) Peru Machu picchu'da. Hindistan Seylon adasında... Ülkemizde de (özellikle Anadolu topraklarında) daha birkaç yerde var da şimdilik bu kadar yeter... Fakat bundan herkes faydalanabilir mi? Hayır... Hani derler ya: "Gül tomurcuğundan Gül olur, katrandan olur mu şeker..."
·
847 görüntüleme
K okurunun profil resmi
Mevlana'nın karısı kira hatun da Mevlana ve şems'in kendilerini kapattıkları oda'da bu dünyanın hiçbir yerinde görmediği alemlere açılan bir kapıyı gördüğünü ve Mevlana ve şems'in oradan girip çıktığını söylemiş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.