Gönderi

Bazen bazı şeyleri farketmesem, anlamasam diyorum. İnsanların yüzlerini okuyor olmak, düşünce havuzuna birde tuz biber katarsa n'olur? Çıldırırsın tabii! Elbette insanların söyledikleriyle bir tutmayan yüzlerini eşleştirmede sıkıntı oluyor. Çünkü artık doğal bir yüz göremiyorsun. Bu devirde herkes maske takıyor. Kendilerine ait duyguları taşıyan saf temiz filtresiz gerçek yüz hatlarının ifadeleri yok artık. Herkes hin ve asla gerçek düşüncelerini söylemiyorlar. Karşıdakinin beğenip kabullenebileceği renklere bürünüyorlar. Sanırsın bukalemun kadar pürüzsüz bir uyum içindeler bu muhteşem berbat sosyal hayata. Sanki mecbur gibiler...yaşamak isteyip istemediklerini bile bilmedikleri bu yalancı düzenbaz dünyaya. Evet parazit! İşte bu beni çok yoruyor. İnsanların maskelerinin içini görmeye çalışmak beni gerçekten yoruyor. Sana söyledim! Bazen aptal olmak iyi bir şey. Zaten böyle bir dünyada sessiz sakin devam edebilmek için ya deli olacaksın ya da aptal. İnan sana şöyle söyleyeyim parazit, boş yere kalabalıklık eden öyle çok insan var ki...Kimbilir belki bende başkaları için kalabalıklık eden bir varlığımdır!. Bu hayatın gerekçelerini yerine getirebilmek hususunda çok ter dökenlerde var elbet. Onlara ne tek bir harf ne de tek bir kelâmım olabilir. Onlar için söyleyipte söyleyebileceğim tek kelâm "Altın süvariler"dir. Kıskanırım onları çok, dayanamam onların iradelerine. Şu çivisi çıkmış dünyada nasıl da dimdik hiç yıkılmadan kalabilmişlerdir. Ben ise ne kadar çivilesemde ayaklarımı, yine de düşmüşüm defalarca şu çamurların iç dünyasına. Zeka bizlere verilmiştir.Hayvanlara değil! Doğru sözcük akıl olurdu değil mi!. Her şeye rağmen ayakta kalabilmek güçlü bir yürekte isteyecek. Akıl bir yere kadar. Yüreğide olmalı insanın. Geldiğimiz bu hayatı, layığıyla tamama erdirebilecek miyiz? Ruhumuzu bu garip dünya oyunlarına teslim etmeden hayatta kalmayı başarabilecek miyiz?
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.